Archive for the ‘ET YEMEKLERİ’ Category

FIRINDA TANE KARABİBERLİ DANA ETİ

Nisan 16, 2012 - 2:47 pm 6 Comments

 

Uzunca bir zaman önce yapılıp da fotoğrafı tarifinin yayınlanacağı günü bekleyen yemeklerden birinin tarifi yayınlanmalı bugün. Üstelik bahar sebzeleri çıkmaya, içinde kullanılan kış sebzeleri popülaritelerini yitirmeye başlamışken..

 

Bu yemeğin, benim tembelliğim kaynaklı makus talihini kırıp, en nihayet tarifini veriyorum öyleyse:)..

 

Bu et yemeğini çok severiz biz çünkü hem çok hafif hem de lezizdir. İçine etin yağından başka hiçbir yağ koymayız. Zaten kullanılan et de yağsız dana eti olunca oldukça hafif; içindeki sebzeler ve taze baharatlar sayesinde de bir o kadar da lezizdir.

 

İşte tarifi:

 

FIRINDA TANE KARABİBERLİ DANA ETİ

 

 

 

Malzemeleri:

 

1 kg yağsız dana eti (tek parça halinde)

10 diş sarımsak

15-20 adet tane karabiber

2-3 adet kereviz

2 adet patates

1 adet havuç

1-2 dal taze biberiye

tuz

 

Yapılışı:

 

Öncelikle etimizin üzerine bıçakla ufak kesikler açıyoruz. Tane karabiberleri ve kabuklarını suyup diş diş ayırdığımız sarımsakları bu kesiklerin içine elimizle bastırıp koyuyoruz. Yani her kesiğe bir tane karabiber ya da bir sarımsak gelecek şekilde etin içine gömmüş oluyoruz. Bu şekilde hazırladığımız etimizi kapaklı bir fırın kabına yerleştiriyoruz.

 

Etin etrafını kabuklarını soyup iri küpler halinde doğradığımız kereviz, patates ve havuçla kaplıyoruz. Etin üzerine bir kaç dal taze biberiye koyuyoruz, sebzelerin üzerine de kereviz yapraklarını serpiştiriyoruz. Bütün malzemelerin üzerine istediğimiz kadar tuz serpiyoruz.

 

Etimizi önceden 200C°’ye ısıtılmış fırında, kapağı kapalı şekilde pişiriyoruz.

 

Pişen eti fırından çıkartıp kalınca dilimler halinde kesip yanında sebzesiyle servis ediyoruz.

 

Afiyet Olsun:).

HAFİF ARNAVUT CİĞERİ

Aralık 14, 2010 - 7:58 pm 25 Comments

 

Bize bu sene kendini iyiden iyiye unutturmuşken aniden çıkageldi kış..Haftasonu, akşam üzeri çiselemeye başlayan kar, sabah kalktığımda pencereden odama doğru beyaz ışıklarını yansıtıyordu.

 

Hatırlıyorum da çocukluğumda, okul zamanı, bu ani kar baskını ilk olarak aklıma tek bir soruyu getirirdi; “bugün okul tatil mi olacak?”. Çoğunlukla da tatil olurdu. Ama genelde okula çoktan gitmiş olurduk bu haberi aldığımızda:)..Tatil haberinin sevinciyle, okul arkadaşlarını da bir arada yakalamışken, bol kartopu maceralı bir eve dönüş yolu olurdu bizimkisi…

 

Sıcak bir ortamda, hele de bir fincan sıcak içeceğinizi yudumlarken lapa lapa karan yağı izlemek güzel. Dışarıda kar topu oynayan, kızak kayan çocukların bıcır bıcır mutluluk seslerini dinlemek de öyle..

 

Mümkün olsa; soğuğun, karın, hiç kimse için sıkıntı yaratacak bir duruma gelmemesini isterdim. Dileğim; kışın herkes için huzurlu ve zorluklardan uzak geçmesi…

 

Ben, çok üşüyen biri olduğum için sanırım tüm kış boyunca ilk baharın ve yazın hayaliyle yaşayacağım:)..

 

Bugün paylaşacağım tarif valide sultanımdan:)… Yine onun kendi yöntemleriyle bizim damak tadımıza ve sağlıklı mutfak anlayışımıza göre uyarlanmış, hafifleştirilmiş bir tarif; Hafif Arnavut Ciğeri tarifi.

 

Bu tarifin hafifliği şuradan kaynaklanıyor; normal Arnavut Ciğerlerinden kullanılan bol yağ içinde kızartma yöntemi yerine, teflon tavada çok az yağ ilavesiyle kavurma yöntemi uygulanıyor. Ve inanın lezzeti de hafifliğinin düşündüremeyeceği kadar güzel oluyor.

 

Aslına bakarsanız benim aram sakatatlarla pek iyi değildir ama bu güzel ve hafif yemeği ben de çok beğenerek yedim. Ellerine sağlık annecim:)..

 

İşte Tarifi:

 

HAFİF ARNAVUT CİĞERİ

 

 

Malzemeleri:

 

yarım kg. kuzu ciğeri

4-5 kaşık un

tuz

kırmızı biber, karabiber

3 kaşık sıvıyağ

 

Servis ederken: kuru soğan ve maydanoz

 

Yapılışı:

 

Öncelikle ciğerleri yıkayıp zarını soyuyoruz (ya da temizleme aşamasını kasabınıza bırakabilirsiniz:)). Ufak küpler halinde kestiğimiz ciğeri baharatlar ve tuz ilave ettiğimiz una buluyoruz, bir kevgire alıp silkeleyerek fazla ununu alıyoruz. Sıvıyağı tavada kızdırdıktan sonra ciğerleri ilave edip iyice kavuruyoruz.

 

Kuru soğanı yarım ay şeklinde kesip biraz tuzla ovarak acısını çıkartıyoruz. Maydanozları ,ince ince doğrayıp soğanlarla karıştırıyoruz. Arnavut ciğerini bu soğan salatasıyla beraber servis ediyoruz.

 

Afiyet olsun:).

 

HÜNKAR BEĞENDİ

Mayıs 31, 2010 - 11:41 am 29 Comments

 

Bir haftasonunu daha geride bıraktık. Sanki haftasonu olunca daha bir hızlı geçiyor zaman:). Umarım bu hafta hepimiz için güzel gelişmelerle dolu, verimli bir hafta olur.

 

Bizim evdeki tadilat son aşamasına da gelse tam anlamıyla bitemedi. Öyle olunca da evin içinde ister istemez bir düzensizlik hali oluyor. Birkaç güne kadar her şey bitecek ve hepimiz derin bir “ohh” çekeceğiz.

 

Manav tezgahlarında güzel güzel patlıcanlar yerini almışken en sevdiğim patlıcan yemeklerinden birinin tarifini paylaşmak istiyorum bugün. Hünkar Beğendi’nin..

 

İşte Tarifi:

 

HÜNKAR BEĞENDİ

 

 

Malzemeler:

 

Etli Kısım için:

 

yarım kg yağsız kuşbaşı dana eti

3 yemek kaşığı sıvıyağ

1 adet orta boy kuru soğan

2 diş sarımsak

3 adet domates

1 tatlı kaşığı biber salçası

birkaç dal biberiye, tuz, karabiber, pul biber

 

Beğendi İçin:

 

5-6 adet patlıcan

2 yemek kaşığı tereyağı

3 yemek kaşığı un

3 su bardağı süt

1 su bardağı kaşar peyniri rendesi

tuz, karabiber (isteğe göre bir tutam muskat rendesi)

 

Yapılışı:

 

İlk olarak et soteyi hazırlıyoruz. Eti tencereye alıp kendi suyunu salıp çekinceye kadar pişiriyoruz. Etler suyunu çektikten sonra sıvıyağı, minik doğranmış sarımsakları ve yemeklik doğranmış kuru soğanı ekleyip iyice kavuruyoruz. Kabukları soyulup, küçük küpler halinde doğradığımız domatesleri ve biber salçasını da ekleyip karıştırıyoruz. Domatesin suyuyla bir süre pişen etlere sıcak su ilave edip kısık ateşte etler yumuşayana kadar pişiriyoruz. Baharatlar ve tuz ekleyerek tatlandırıyoruz.

 

Beğendi için öncelikle ocak üstünde ya da fırının ızgara bölümünde patlıcanları közlüyoruz. Közlenen patlıcanları soyup ufak ufak doğruyoruz. Beşamel sosu hazırlamak için bir tencereye yağı alıp eritiyoruz. Unu ekleyip, rengi sararıp kokusu çıkana dek kavuruyoruz. Kavrulan una azar azar sütü ekleyip sürekli ve hızlıca karıştırıyoruz. Kaynayıp koyulaşana dek karıştırarak pişiriyoruz. Tuzu, karabiberi, muskatı ve kaşar rendesini de ekleyip iyice karıştırdıktan sonra ocaktan alıyoruz. Patlıcanları beğendiye ekleyip karıştırıyoruz.

 

Servis tabağına öncelikle beğendiyi alıp üzerine çok az suyuyla birlikte et soteden koyuyoruz.

 

Afiyet Olsun:)

KURU BİBER VE PATLICAN DOLMASI

Mart 30, 2009 - 2:39 pm 48 Comments

Doğanın uyanışına tanık olmak ne güzel… Baharın, her sene sanki ilk defa geliyormuşçasına sevinçle, güneş ışıklarıyla, kuş cıvıltılarıyla “işte ben geldim” deyişini duymak harika…

Birkaç gündür gerçek anlamda baharı hissetmeye başladık. Gerçi bahar kandırır, hele de Ankara’da bahar çok değişkendir; güneş çıktı, ısındık derken hava kapayıverir, sonra birden düşer sıcaklıklar. Neyse ki pek çok hastalanma tecrübesinin ardından artık fazla kaptırmıyorum kendimi bu ilk sıcaklara. Tedbiri elden bırakmıyorum, birden incecik kıyafetlere geçiş yapmak yok:).

Baharın gelişini bahçem de doya doya hissetsin diye, bahçeye çıktığımda içim açılsın diye rengarenk çiçekler aldım; kasımpatılar, sümbüller, laleler ve bir de mavi ortanca çiçeği..

Bugün bahardan bahsetmek geldi içimden, içimdeki coşkuyu aktararak büyütmek için:)…

Bu yazının sonunda benim çok severek yediğim bir yemeğin tarifini vermek istiyorum. İçindeki bambaşka tatların bir araya geldiklerinde oluşturdukları lezzet şaşırtıcı derecede güzel. Ekşisini, acısını damak tadınıza göre ayarlayarak sizin için en uygun lezzeti yakalayabilirsiniz. Ben bol acılı ve ekşili seviyorum.

İşte Kuru Biber ve Patlıcan Dolması’nın tarifi:

KURU BİBER VE PATLICAN DOLMASI

Malzemeleri:


kuru patlıcan ve kuru dolmalık biber (adetler dolma içinin miktarına göre değişiyor)

İçi için:

yarım kilo kıyma (benim kıyma %80 dana, %20 kuzu karışıktı)
1 orta boy kuru soğan
1 büyük çay bardağı (aida bardak) pirinç
yarım demet dereotu
yarım demet maydanoz

1 tatlı kaşığı kuru nane

1 yemek kaşığı domates salçası

1 yemek kaşığı acı biber salçası

2 yemek kaşığı nar ekşisi
1 yemek kaşığı sıvıyağ
toz kırmızı biber
karabiber

tuz

Üzerinin sosu için:

1 yemek kaşığı domates salçası

1 yemek kaşığı acı biber salçası

2 yemek kaşığı nar ekşisi

Yapılışı:

Kuru biber ve patlıcanları ılık suda 5-10 dakika ıslatıyoruz. Daha sonra yıkayıp, üzerlerini geçecek kadar su ilavesiyle haşlıyoruz (ne çok diri ne çok yumuşak olmamalılar). Haşlanan kuru biber ve patlıcanları soğuk suya tutup suyunu süzüyoruz.

Diğer tarafta içi için soğanları yemeklik doğruyoruz. Yıkadığımız pirinci, kıyma, sıvıyağ, soğan, nar ekşisi ve salçalarla karıştırıp, bunlara ince kıyılmış maydanozu, dereotunu ve kuru naneyi ekleyerek, baharatlarla da tatlandırarak dolma içimizi hazırlıyoruz. İçi hazırlarken biraz su ilave edip kıvamını ayarlamalıyız.

Haşlanan biber ve patlıcanlara bu içten doldurup bir tencereye ağız kısımları üste bakacak şekilde diziyoruz. 1 yemek kaşığı domates salçası, 1 yemek kaşığı biber salçası ve 2 yemek kaşığı nar ekşisini suyla inceltip dolmaların üzerine döküyoruz. Dolmaların üstüne gelecek kadar kaynar su ekliyoruz ve dolmaların üzerine bir tabak kapıyoruz. Bu şekilde, kısık ateşte dolmalarımızı pişiriyoruz..

Pişen dolmaları istersek sarımsaklı yoğurtlai, istersek sade olarak servis ediyoruz. Ve acının ekşiyle bütünleştiği bu lezzetin keyfini çıkarıyoruz…

Afiyet olsun….

BABAMIN ÇİĞ KÖFTESİ

Ocak 30, 2009 - 12:30 pm 33 Comments

 

 Zaman zaman annemin tariflerine yer verdiğim sayfalarımda bu kez de bir baba spesyalini yayınlamak istiyorum; Babamın Meşhur Çiğ Köftesini…

Babam Ankaralıdır, yani Çiğ Köftenin diyarından değiliz ama yıllar önce bir arkadaşından öğrenmişti Çiğ Köfte yapımını. O zamandan beri de Çiğ Köfte özel günlerin özel yemeğidir bizim evde.

Hatta abim Amerika’da okurken, onu ziyarete giden babam oradaki Türk öğrencilerle birlikte bir Çiğ Köfte partisi hazırlamıştı. Hala o anılarını anlatıp dururlar; “herkes parmaklarını yedi” diye:).

Ben acıyı çok severim. Pul biber serpmediğim yemek çok azdır ama etle aram çok iyi olmadığından Çiğ Köfte favori yemeklerimden değildir. Sadece babamın yaptığı Çiğ Köfteyi yerim, hem lezzetine hem de içeriğine güvendiğimden.

Geçenlerde canım babacım yine Çiğ Köfte yoğurdu bizler için, hepsi de kapış kapış yenip bitti tabi:).

 

İşte Babamın tarifiyle Çiğ Köfte:

 

ÇİĞ KÖFTE

 

 

 

 Malzemeleri:

 

300 gr yağsız, sinirsiz dana eti (robotta iyice çekilecek)

köftelik bulgur (hacimce etle aynı miktarda olacak)

2 adet ortaboy kurusoğan (soğan büyükse 1 adet)

4-5 diş sarımsak

kırmızı pul biber (miktarı acı sevme durumunuza bağlı)

(ayrıca pul bibere ilaveten isot da kullanılabilir)

3 yemek kaşığı domates salçası (yoğurma sırasında köfteyi yumuşatmak amaçlı bu miktar artırılabilir)

2 yemek kaşığı acı biber salçası

 

Not: Bu malzemelere ek olarak ince kıyılmış taze soğan ve maydanoz da kullanılabilir. Babam kullanmıyor.

 

Yapılışı:

 

Öncelikle etimizi, robot kullanarak, macun kıvamına gelinceye kadar çekiyoruz. Diğer yanda soğanı rendeleyip, sarımsakları iyice eziyoruz.

İlk olarak, bulgur ve pul biberi bir tepsiye alıp kuru halde 5 dakika kadar iyice ovuşturup birbirine yediriyoruz. Sonra ara ara elimizi suyla ıslatıp bir 10 dakika daha bulgur ve pul biberi ovmaya devam ediyoruz. Bulguru bu şekilde, elimizi suyla ıslatarak, ovalayıp hazırlamamızın nedeni bulguru etle buluşturmadan önce bulgurun nemlenmesini sağlamak. Eğer bu aşamayı yapmazsak bulgur bu sefer etin bütün suyunu çekip etin sertleşmesi sağlıyor ve bulgur daha çabuk şişiyor.

Daha sonra çekilmiş etimizi ilave edip 10 dakika kadar bu şekilde yoğurmaya devam ediyoruz. Bu süre sonunda soğan, sarımsak, tuz ve karabiberi ekleyip bir süre daha yoğuruyoruz. En son olarak da salçaları ekleyip sürekli yoğurarak bulgurun yumuşayıp köftenin kıvam almasını sağlıyoruz (bu aşamada gerekirse biraz daha salça ilave edebiliriz).

Köfteden parçalar koparıp avcumuzla sıkıp şekillendiriyoruz. Taze marul yaprakları ile servis yapıyoruz.

 

Afiyet olsun..

 

Herkese güzel bir haftasonu diliyorum:)..

MANTARLI KÖFTELER

Nisan 1, 2008 - 2:10 pm 10 Comments
Bu yazıda geçen haftasonu annemin yaptığı bir köfte tarifini paylaşmak istiyorum. Ben bir et yemeğini bu kadar zevkle yiyebileceğimi hiç düşünemezdim..Böyle söylüyorum çünkü etle aram hiç yoktur; aile zoruyla:) arada sırada yerim. Ama bu köfte bambaşka bir şeymiş:). Annem sanırım tarifini televizyondan almış ve yine kendimize göre şekillendirmiş.

Benden tam not alan bu köftenin tarifi şöyle:

MANTARLI KÖFTE

Malzemeleri:
Köftesi için:

 

 

 

1 kg köftelik dana kıyma
1 adet orta boy kuru soğan (rendelenmiş )
1 adet yumurta
yarım ekmeğin ufalanmış içi
birkaç dal maydanoz (doğranmış)
tuz
karabiber

 

 

İçi için:

2 yemek kaşığı sıvı yağ
1 adet orta boy kuru soğan
1 paket mantar
2 adet orta boy domates
tuz
karabiber

Üzerine:

Kaşar peyniri rendesi
2 yemek kaşığı domates salçası


Yapılışı:

Öncelikle köfte malzemelerini iyice karıştırıp yoğuruyoruz. Bir süre dinlendirdikten sonra ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp yuvarlıyoruz. Daha sonra ortasına parmağımızla bastırıp çukurlaştırdığımız köfteleri tepsiye dizip, 200 C°’deki fırında pişiriyoruz.
Köfteler pişerken diğer yanda, yemeklik doğradığımız soğanı yağla kavurduktan sonra küp kesilmiş mantar ve domatesleri de ekleyip, tuz ve karabiberle tatlandırıp, suyunu çekinceye kadar pişiriyoruz.
Mantarlı karışımı pişen köftelerin içlerindeki oyuklara pay edip üzerlerine rendelenmiş kaşar serpiyoruz. 2 yemek kaşığı salçayı biraz suyla seyreltip köftelerin üzerine gezdiriyoruz.
Daha sonra köfteleri kaşarlar eriyip kızarıncaya kadar fırında son pişirmeden geçiriyoruz.

Yanında pirinç pilavıyla harika oluyor. Herkese afiyet olsun:).

ESRA’MIZA ÖZEL SAYI "KEVGİR" ÇIKTI

Aralık 1, 2007 - 11:13 pm 10 Comments

Esra’mızın “Kevgir”i bu ay onu için çıktı.

Esra’nın birbirinden güzel yemeklerini, tatlılarını blog arkadaşlarımız denedi, fotoğrafladı. Ben de kendimce katkıda bulunmak istedim. Dergiyi hazırlayan, bu yemekte tuzu bulunan bütün arkadaşlara teşekkürler:).

Kevgir’in bu özel sayısı için tıklayınız.

Benim dergideki yazım da burada:

Hep yazdım hep anlatmaya çalıştım eksik kelimelerimle; blog dünyası sadece tariflerimi yayınladığım bir yer değil benim için diye… Bloglardan edindiğim sadece tarifler değildi çünkü.
Sayfalarına hayatlarını aktaran, bütün içtenlikleriyle sevinçlerini, hüzünlerini paylaşan, birbirlerine yardım eden ve bunu gönülden isteyerek yapan insanları tanıdım. Nice zamanlar gerçek dünyanın sahte yanlarını görüp de hep bu güzel insanların sayfalarına koştum; yazdık, anlattık, öğrendik, mutlu olduk, hüzünlendik..
İşte bu güzel gönüllerden benim için çok önemli birisi ESRA. Onun için geçmiş zaman ekleri kullanmak istemiyorum, onun için hüzünlü sözcükler sarf etmek gelmiyor içimden. Onunla yazışmalarımız hep neşe doluydu çünkü, yazdıkları her zaman içime enerji saçardı. Onu tanıdığım için, yolumun onunla bloglarımız sayesinde kesiştiği için kendimi çok şanslı hissediyorum. İyi ki seni tanımışım ESRA..
Şimdi Kevgir’de, onun dergisinde, onun yemeğini yaparak yer alıyorum. Her zaman birbirinden güzel tariflerini okudum, ondan ne çok şey öğrendim.
Umarım bu güzel tarifini hakkını vererek yapabilmişimdir Esra’cım. Biliyorum, bunların hepsini hissediyorsun.
SENİ HİÇ UNUTMAYACAĞIM GÜZEL YÜREKLİ KADIN…SENİ ÇOK SEVDİM BEN…..

Gelelim Esra’nın tarifine, bu güzel yemeğe…
Esra’nın tariflerinden Et Soteyi yaptım ben. Onunki kadar lezzetli olmuş mudur bilmiyorum ama bu çok güzel bir yemek ve tadan herkes tarafından çok beğenildi. Et Soteyi ben de Esra’cım gibi şehriyeli pilav ile servis yaptım, ikisi birbirine gerçekten çok yakıştı.

Tarif Esra’cığımın sayfasında yazıldığı şekliyle, onun sözcükleriyle işte böyle:

ET SOTE:


MALZEMELER:· 1 Kg Kuşbaşı et· 4 Adet Domates· 4 Adet Biber· 1 Kaşık Salça· 2 Kaşık Sıvı Yağ· Kekik,tozbiber,tuz· Pilav ))))YAPILIŞI:Eti düdüklüye koydum kendi suyunu salıp çekinceye kadar karıştırarak pişirdim. Sonra 2 kaşık yağı, salçayı,doğranmış biber ve domatesi, baharatları ilave ettim üstünü kaplayacak kadar sıcak su ekleyip düdüklünün kapağını kapattım. 5 dk düdük açıkken 20 dk kapalıyken pişirip kapattım. Mmmm güzel oldu. Pilavın tarifine gerek yok herkes muhteşem pilavlar yapıyordur eminimmmmmmmmm. AFİYET OLSUUUUUUUUN

MANTARLI SALÇALI DANA BİFTEK

Eylül 22, 2007 - 10:42 pm 30 Comments

Oldum olası et yemekleriyle aram olmadı, yıllar geçtikçe de daha çok uzaklaştım eti sevmekten. Ama tam beslenmenin gereği olarak (ve biraz da ailemin zoruyla:)) yenmesi gerektiği kadar yemeye çalışıyorum. Genelde daha çok beyaz etten yana kullansam da tercihimi, kırmızı et yediğim nadir zamanlarda en severek yediğim et yemeğinin tarifini burada paylaşmak istedim. Bana bile “zevkle” et yedirmeyi başarabilmiş bu güzel yemeğin tarifi işte böyle:

MANTARLI SALÇALI DANA BİFTEK


Malzemeler:

1 kilo yağsız dana biftek
1 adet orta boy kuru soğan
2 yemek kaşığı salça
2 yemek kaşığı sıvıyağ
1 paket mantar
tuz
kekik

Yapılışı:

Öncelikle etleri yağsız bir tavada, sularını bırakıp çekene kadar, bir ön pişirmeden geçiriyoruz. Diğer yanda, düdüklü bir tencerede (daha kısa sürede hamur gibi yumuşak bir et yemeği elde etmek için düdüklü tencere kullanmak şart) rendelediğimiz kuru soğanı sararıncaya kadar kavuruyoruz. Yıkayıp iri parçalar halinde doğradığımız mantarları soğanlara ekleyip suyunu çekene kadar pişiriyoruz. Daha sonra salçayı da ilave edip hepsini kavuruyoruz. Bunların üzerine ön pişirmeden geçirdiğimiz etleri diziyoruz, üzerlerine çıkacak kadar kaynar su ve yeterince tuz ekliyoruz. Düdüklü tencerede yaklaşık 25 dakika kadar pişiriyoruz. Et pişince sıcakken üzerine kekik serpip servis yapıyoruz.

Afiyet olsun:)).