Archive for Kasım, 2011

GİRİT KABAĞI (YAYLA KABAĞI) DOLMASI

Kasım 30, 2011 - 11:23 am 12 Comments

 

Bu kabakların isimleri konusunda biraz kararsız kaldım açıkçası, çoğu yerde Girit Kabağı diye geçiyor ama benim bildiğim farklı bir Girit kabağı daha var. O, bildiğimiz ince uzun kabağın minicik boyu ki onunla da harika mezeler, salatalar yapılabiliyor. Neyse, ben de internetten edindiğim bilgilerden yola çıkarak her iki ismiyle adlandırdım dolmalarımızı.

 

Gerçi bize ismi lazım değil, değil mi:)? Önemli olan bence bu kabakların harika bir yemeğe dönüşümü.. Bunu da sağ olsun canım annem gerçekleştirdi.

 

Geçen hafta sonu Pazar tezgahında bu minik, yuvarlak kabakları görünce, zihnimize onların mis gibi dumanı tüten birer dolma olmuş halinin resimleri çoktan yerleşmişti bile:)..Eh o resmi bir kere gören zihin mideye de sinyali gönderince bu kabaklarla dolma yapmak bizim için kaçınılmaz olmuştu..

 

Annem genelde, tecrübelerinden edindiği bilgilerle yemeklerinin ölçülerini hep “karardan” yapar. Ama ben yaptığı bazı yemeklerin tariflerini sitemde yayınladığımdan beri, onu bu “karardan” ölçüleri standart ölçülere çevirme mevzusuyla fazlaca sık boğaz ettiğim için bu sefer malzemeleri tek tek ölçerek yapmış:). Canım annem benim:)).

 

Eh bana da düşen, önce bu güzel dolmaların bizzat tadına bakıp (ah şu benim görev bilincim:)), fotoğraflarını çekip, tarifi yayınlamak oldu.

 

Fotoğraf çekme demişken, şu sonbahar-kış döneminde bu konuda oldukça zorlanıyorum aslında. Sabah 8′de evden çıkıp akşam 7 buçuk, 8 gibi eve gelince fotoğraf çekecek en güzel gün ışığı saatlerini yakalayamıyorum maalesef. Ben yapay ışıklarla çektiğim fotoğraflarımı beğenmediğim için (yemeğin renklerini doğru yansıtmıyor çünkü) yemek fotoğrafları çekeceğim sabahlar günün aydınlık olmasını ummaktan başka bir şey yapamıyorum. Yayınladığım tariflerin arasının açılmasının bir nedeni de bu galiba (yaşasın, kendime bir bahane daha buldum bu konuda:)).

 

Canım annecim ellerine sağlık, dolmalar nefis olmuştu:).

 

İşte tarifi:

 

GİRİT KABAĞI (YAYLA KABAĞI) DOLMASI

 

 

Malzemeleri:

 

11 adet küçük Girit kabağı

 

içi için:

 

250 gr. dana kıyma

1 yemek kaşığı domates salçası

1 kahve fincanı pirinç

1 adet orta boy kuru soğan

yarım kahve fincanı su

8-10 dal maydanoz

8-10 dal dereotu

1 tatlı kaşığı kuru nane

1 çay kaşığı karabiber

1 çay kaşığı toz kırmızı biber

tuz

 

ayrıca:

 

2 yemek kaşığı sıvıyağ

1 tatlı kaşığı domates salçası

1 tatlı kaşığı biber salçası (acı seven bir aile olarak biz acı biber salçası kullandık)

 

Yapılışı:

 

Öncelikle kabakların kabuğunu kazıyıp, yıkayıp, tepelerini kesiyoruz, içlerini oyuyoruz. Her kabağın içine elimizle biraz tuz ve toz kırmızı biber sürüyoruz.

 

Diğer yanda dolmanın içi için soğanı küçük küçük doğruyoruz, dereotu ve maydanozu da ince ince doğradıktan sonra bütün iç malzemelerini iyice karıştırıyoruz. İç malzemesine çok az su ilave ediyoruz böylece dolmalar pişince içleri sert olmuyor. Kabakları bu içle dolduruyoruz, üzerleri çok az boş kalmalı. Doldurduğumuz kabakları bir tencerede yan yana diziyoruz (tepeleri yukarı bakacak).

 

Daha sonra başka bir tencerede sıvıyağ ile domates ve biber salçasını kavuruyoruz. Kavrulunca üzerine sıcak su ekliyoruz. Bu karışımı dolmaların üzerine döküyoruz. Dolmaların yarısına kadar gelmeli, gerekirse biraz daha sıcak su ekliyoruz. Dolmaları, kısık ateşte, kabaklar yumuşayıp pirinçler pişinceye kadar pişiriyoruz.

 

Sıcak sıcak, yanında yoğurtla servis ediyoruz.

 

Afiyet Olsun…

 

BOL ÇİKOLATALI KEKCİKLER

Kasım 17, 2011 - 10:43 am 26 Comments

 

Bu sene Ankara’da sabit hayata geçmem biraz zaman aldı:). Bayramdaki tatili fırsat bilip bu kez; Frankfurt, Strasburg ve Zürih’i kapsayan bir geziye katıldım. Yine yepyeni kültürler ve mutfaklar tanıma şansı elde ettim. Bol bol yürüyüp, tarihi yapıları, doğal güzellikleriyle bu üç kenti gezip görme şansım oldu. Ailemle katıldığımız bu gezide yine birbiriden değerli insanlarla tanıştım. Çok güzel zamanlar geçirdik birlikte.

 

Kısacası ben bu sene yine leyleği havada gördüm:)..Neyse artık güzel Ankara’mdayım. Bugün hava puslu, canı istedikçe biraz kar atıştırıyor. Günlerdir süren ayaz biraz kırılmış gibi. Bakalım Ankara bembeyaz yorganını ne zaman örtünecek?

 

Kar’ı sıcacık evin camından seyretmek güzel de insanın aklı hep evsiz, üşüyen, sıcak bir ortam hasreti çeken insanlara gidiyor. Özellikle Van’da incecik muşamba çadırlarda ısınmaya çalışan insanları düşünmeden edemiyorum. Allah hepsinin yardımcısı olsun. İşte bu yüzden hiçbir neden sevdiremiyor bana kışı. Her mevsimin güzelliği vardır derler genelde ama ben tüm kış boyunca baharın yolunu gözleyenlerdenim…

 

Baharın hayaliyle yudumlayacağım sıcacık bir bardak çayıma eşlik eden bir kek tarifi vermek istiyorum şimdi. Bu tarif abimin eşi, canım yengemden:). Aslında o benim kardeşim gibi, “yenge” diye buraya yazmak tuhaf geldi şimdi:)..

 

İlk olarak bu minik keklerden onların evinde yediğimde tadı damağımda kalmıştı doğrusu. Keki ısırınca yoğun çikolata tadı uzun süre damağınızda yer eden cinsten..Ben de hemen tarifini istedim tabi:). Sağ olsun yengecim de uzun uzun ayrıntılı şekilde yazarak verdi bana tarifini. Ben de hemen evde uyguladım tabi, hem de peş peşe iki kez:). Bütün ev halkı bayıldı bu keklere.

 

 

Canım kardeşime buradan da çok teşekkür ediyorum ve bu güzel tariflerinin devamını bekliyorum:)).

 

İşte Tarifi:

 

BOL ÇİKOLATALI KEKCİKLER

 

Malzemeleri:

 

200 gr. Bitter çikolata

200 gr. Tereyağı (ben 150 gr. kullandım)

2 çay bardağı dövülmüş ceviz (aida çay bardağı)

4 adet yumurta

1 su bardağı toz şeker

1 çay bardağı elenmiş un (aida çay bardağı)

1 adet vanilya

1 kahve fincanı kakao

yarım paket kabartma tozu

 

Yapılışı:

 

Öncelikle fırını 180C˚’ye ısıtıyoruz. Çikolata ve tereyağı ısıya dayanıklı bir kaba koyuyoruz. Bu kabı, ocak üstünde, içinde 3-4 cm. su olan bir tencereye oturtup çikolata ve tereyağı karıştırarak eritiyoruz (benmari usulü eritme). Kaynamadan ateşten alıp soğumaya bırakıyoruz.

 

Diğer yanda bir başka kapta yumurta, şeker ve vanilyayı çırpıyoruz. Çikolata-tereyağı karışımını, cevizi, unu, kakaoyu ve kabartma tozunu ilave edip bütün malzemeleri iyice karıştırıyoruz.

 

Kek karışımını küçük kağıt kek kalıplarına paylaştırıyoruz. (Benim küçük kek kağıtlarımla 30 adet çıktı.) Fırın tepsisine kekleri dizip pişiriyoruz (yaklaşık 20 dakika kadar). Kürdan testi ile kontrol edip pişen kekleri fırından alıyoruz. İstersek ılıkken (ki o zaman browniye benziyor:)) istersek de soğuk olarak servis ediyoruz.

 

Not: Kekler pişerken oldukça fazla kabarıyor (aşağıdaki fotoğrafta görüldüğü gibi). Pişirmenin ilerleyen anlarında bu kabarıklık biraz sönüyor ama sonuçta içi sünger gibi bir kek oluyor.

 

 

Afiyet olsun:)….

 

 

 

 

BİR TARİF DENEMESİ DAHA: NEFİS MISIR EKMEĞİ

Kasım 1, 2011 - 12:54 pm 14 Comments

Yazmadığım süre içinde elbette yeni tarifler denedim.

Bunlardan ilki deneyip çok sevdiğim, üst üste iki hafta sonu pişirip, sevdiğim insanlarla beraber yediğimiz ve onlardan da tam puan alan Mısır Ekmeği tarifi…Bu tarifi Mehtap Abla’mdan almıştım. Daha önce onun evinde, güzel bir balık sofrasında bu ekmeği tadıp, hepimiz tabiri caizse parmaklarımızı yemiştik:).

Tarifi uyguladım, aynı güzel lezzeti ben de yakaladım..Bu nefis tarifi için Mehtap Ablama çoook teşekkür ediyorum. Gelecek başka güzel tariflerini sabırsızlıkla beklediğimi de buradan kendisine iletmek istiyorum…

İşte leziz mi leziz Mısır Ekmeğinin tarifi:

MISIR EKMEĞİ

Malzemeler:

1 adet yumurta

1su bardağı süt

1 su bardağı sıvıyağ

1 yemek kaşığı toz şeker

1 tatlı kaşığı tuz

1/2 su bardağı un

4 su bardağı mısır unu

1,5 su bardağı kaynar su

1 paket kabartma tozu

Yapılışı:

Yumurtayı, yağı, sütü, şeker ve tuzu bir karıştırma kabına alıp çırpıyoruz. Unu, mısır ununu ve kabartma tozunu eleyerek bu karışıma ilave ediyoruz. Elimizle yoğurup karıştırıyoruz. Son olarak kaynar suyu ekleyip, kaşıkla hızlıca karıştırarak, homojen ve akışkan kıvamlı bir hamur elde ediyoruz. Tepsiyi (ben borcam dört köşe tepsi kullandım) yağlayıp, unluyoruz ve hamur karışımımızı tepsiye döküyoruz.

180C‘ye ısıtılmış fırında pişiriyoruz (yaklaşık 40 dakika).

Afiyet Olsun:)