Archive for the ‘DOST TARİFLERİ’ Category

PORTAKALLI BROWNİ

Nisan 22, 2013 - 3:18 pm 11 Comments

Son verdiğim Karides Güveç tarifinden sonra kendimizi şımartmaya leziz mi leziz bir tatlı ile devam edelim…

Bugün vereceğim tarif annemin arkadaşı, adaşım, Aslı Ablama ait. Geçen ay onların gününe katılınca, hamarat bayanlarla bir araya gelme fırsatını birbirinden güzel tarif alışverişleri yaparak değerlendirdim:). Bu tarif de onlardan biriydi.

Annem bu güzel Browni’yi daha önce Aslı Abla’nın sunumuyla tatmış, bana da ne kadar nefis bir kek olduğunu anlatmıştı. Hafta sonu annem tarifi uygulamış, bize de tatması düşmüştü:). Abartısız söylüyorum ki benim hayatımda yediğim en güzel Browniydi bu.

Belli ki bu tarif bizim evin başucu tariflerinden birisi olacak ve mutfağı sık sık nefis çikolata kokuları saracak…

Canım Aslı ablama bu güzel tarifi için çok teşekkür ediyorum ve böyle nefis tariflerinin devamını sabırsızlıkla beklediğimi de belirtmek istiyorum:).

İşte Tarifi:

PORTAKALLI BROWNİ

Malzemeleri:

6 adet yumurta

1 su bardağından 1 parmak eksik toz şeker

1 su bardağı sıvıyağ+süt karışımı(bardağın 2/3′ü sıvıyağ, kalanı süt olacak)

2 portakalın kabuğunun rendesi ve suyu

1 su bardağı+1 kahve fincanı un (tam buğday unu kullandık)

5-6 dolu yemek kaşığı kakao

2 paket vanilya

1 paket kabartma tozu

Çikolata (evde hangi çeşit varsa, ne çeşit çikolata istenirse kullanılabilir, benim tavsiyem bitter çikolata olacaktır. Miktar yine isteğe bağlı ama en az 100 gr. kadar diyebiliriz)

Yapılışı:

Öncelikle yumurtalarla şekeri, şeker eriyene kadar mikserle iyice çırpıyoruz. Yağ-süt karışımını, portakal suyunu ve portakal kabuğu rendesini de ekleyip karıştırmaya devam ediyoruz.

Daha sonra unu, kakaoyu, vanilyayı ve kabartma tozunu eleyerek karışıma ilave ediyoruz ve iyice çırpıyoruz. 

Diğer yanda dörtgen bir fırın kabını (biz fotoğraftaki cam fırın kabını kullandık) yağlıyoruz. Kek karışımının yarısını yağlanmış kaba döküyoruz, üzerine elimizle ufak parçalara ayırdığımız çikolataları serpiştiriyoruz (biz bitter çikolata kullandık). Daha sonra kalan kek hamurunu çikolataların üzerine döküyoruz. En üste biraz daha çikolata serpiştiriyoruz (bu aşamada damla çikolata kullandık).

Önceden 180Cº’ye ısıtılmış fırında pişiriyoruz (yaklaşık yarım saat kadar).

Pişen keki fırından alınca ilk sıcağı çıktıktan sonra üzerine kağıt havlu ve onun da üzerine temiz bir mutfak havlusu örtüp dinlendirmeye bırakıyoruz. Bu şekilde ılımasını sağladığımız keki ister ılıkken, istersek soğuyunca servis ediyoruz. Servis yaparken yanına bir top da vanilyalı dondurma eşlik ederse çok da güzel olur, benden söylemesi:)).

Afiyet olsun:).

ANNE GÜNÜ VE İRMİKLİ TATLI

Mart 14, 2013 - 12:35 pm 26 Comments

Dün annemin yaz kampı arkadaşlarıyla günü vardı. Uzun zamandır düzenli şekilde, her ay içlerinden birinin evinde toplanıyorlar. Bu güzel günlerde sohbet edip özlem gideriyorlar, daha sonra el emeği ile donatılmış sofraları başında devam ediyor bu tatlı sohbetleri…Ben de dün bir vesileyle onlara dahil olma şansını yakaladım ve beraber çok güzel zaman geçirdik, öyle ki ne zaman akşam oldu farkına bile varamadım:).

Düşününce ne güzel adetler bu annelerimizin günleri..Şimdi biz arkadaşlarımızla buluşunca bir dahaki buluşmaya kadar arayı açmayalım diyoruz ama bir bakıyoruz ki tekrar herkesi bir araya getirebilmek için aradan aylar geçmiş. Bu aslında çok doğal; herkes kendi hayat telaşında. Günler birbirini kovalarken bu tür organizasyonları herkese uyan şekilde ayarlayabilmek çok zor oluyor. Oysa işte, anne günlerinde tarih belirli, mekan belirli, kendilerini ona göre ayarlayıp sık sık görüşüp, hasret gideriyorlar:).

Annem, günü için yine enfes bir sofra hazırlamıştı..Dostları için ne kadar özendiğini anlatamam..Gerçi annem diye demiyorum ama her sofrası ayrı bir özen ve emek ürünüdür:). (Ellerine sağlık annecim:))

Annem dostları için farklı bir tatlı yapmak istiyordu. Ben muzlu rulomla işin sütlü tatlı kısmını üstlenmek istedim o da şerbetli tatlı tariflerine bakıyordu bir süredir. Geçenlerde blog arkadaşım Zeynep’in sitesinde gördüğüm bir tarif dikkatimi çekmişti. Özellikle irmiğe bulanışı ve şerbetinin kaynatılmayışı bana çok değişik geldi. (Kaynatılmayan şerbetli tatlılar gerçekten çok daha hafif oluyor bana göre.)

Tarifi ben de anneme verdim, o da gününde ikram etmek için yaptı İrmikli Tatlıları.

Tatlıyı herkes çok sevdi. Tarifler verildi. Ben de en kısa sürede tarifi sitemde de yayınlayacağıma söz verdim.

Zeynep de bir arkadaşının evinde tatmıştı bu tatlıyı ve tarifini alıp sitesinde paylaşmıştı. Tarife Zeynep’in sitesinden buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Ben de arşivimde bulunması açısından tarifi aynen aşağıya ekliyorum. Zeynep’in tatlıları yapan arkadaşına ve bu güzel tarifi bizimle paylaşan Zeynep’e çok çok teşekkür ediyorum:).

Not: Bu malzemelerle oldukça fazla sayıda tatlımız oluyor ki bu miktar misafir için uygun. Daha az kişi için yapılacaksa malzeme miktarları yarıya indirilebilir.

İşte Tarifi:

İrmikli Tatlı

  • 2 yumurta
  • 1 su bardağı sıvıyağ
  • 1 su bardağı yoğurt
  • 1 su bardağı irmik
  • 2 paket kabartma tozu
  • Aldığı kadar un

Üzerine bulamak için İrmik

Şerbeti için:

  • 3,5 su bardağı şeker
  • 4 su bardağı su (şerbet kaynatılmayacak)

Hazırlanışı:

  1. Hamuru yapmadan 1-2 saat önce şeker ve suyu derin bir kaba koyun.Bu şerbeti ara ara kaşıkla karıştırın.Kaynatılmayacağı için bu şekilde şekerin erimesini sağlamış olursunuz.
  2. Hamur malzemelerini karıştırıp yumuşak bir hamur elde edin ve ardından hamuru 20 dakika dinlendirin.
  3. Dinlenen hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp irmiğe her tarafına gelecek şekilde bulayın.İrmiğe buladığınız tatlınızı tepsiye dizin.Önceden 180 derecede ısıtılmış fırına verin.
  4. Tatlılar piştikten sonra fırından çıkarın ve şerbeti dökün.
  5. Şerbetlediğiniz tatlılarınızı arada ters yüz ederek şerbetini çekmesini sağlayın.

Afiyet Olsun:)

YENİ YIL, YENİ YAZI, YENİ BİR TARİF: PORTAKALLI DAĞINIK KURABİYE

Ocak 11, 2013 - 3:28 pm 14 Comments

Yeni yılın bu ilk yazısını yazarken blogumu takip eden, bu sayfalara rastlayıp da bu satırları okuyan herkese yeni yılda; önce sağlık, mutluluk ve huzur, sonra bol şans ve başarı diliyorum. 2013 dileklerinizin gönlünüzce gerçekleştiği bir yıl olsun…

Yılbaşı tatilini fırsat bilip yeni yıla Prag’da girdik biz. O şehre ilk gidişimizde arkadaşlarımızla “bir yılbaşını burada kutlamalıyız mutlaka” diye konuşmuştuk. Nasıl gönülden istemişsek artık, bu yıl bu dileği gerçekleştirdik:). Alltaki resim ordaki meydanda yapılan yeni yıl süslemelerini gösteriyor. Yeni yıla bu meydanda, havai fişeklerin altında girdik…

Yeni yılın ilk tarifi de ağızları tatlandıracak bir tarif olsun istedim. Böylece yayınlanmayı bekleyen tariflerin arasından, mis gibi portakal kokulu, kuru meyvelerle zenginleştirilmiş, her lokmada yumuşacık bu kurabiyelerin tarifi ön sırayı kaptı.

Bu tarif annemin arkadaşlarından Cavidan ablaya ait. Annemler aylık buluşmalarında mutlaka tarif alış verişi yapıyor. Bu durumdan en karlı kim çıkıyor bilin bakalım;)?

Hafif ve leziz, tadının çoğunu kuru meyvelerden alan ve gerçek anlamda içinde portakalı hissettiğiniz kurabiyeler bunlar. Annemle beraber iki kez yaptık bu kurabiyelerden ve çok kısa sürede tükendiler. Bir adı var mıydı bilmiyorum ama ben ” Portakallı Dağınık Kurabiyeler” diyeceğim adına.

Cavidan ablaya bu güzel tarifi için çok teşekkür ediyorum. Böyle, başka güzel  tariflerini de alıp denemek için sabırsızlanıyorum;).

İşte Tarifi:

Portakallı Dağınık Kurabiyeler

Malzemeleri:

1 çay bardağı fındık yağı

1,5 çay bardağı toz şeker

1 adet yumurta

1 adet büyük boy portakal

1 su bardağı kuru üzüm

15-17 adet kuru kayısı (gün kurusu kayısı kullanılırsa daha şekerli bir tadı olduğundan miktar azaltılabilir)

1 su bardağı iri dövülmüş ceviz

4 buçuk su bardağı un (ben tam buğday unu kullandık)

1 paket kabartma tozu

Yapılışı:

Öncelikle şekeri, yağı, yumurtayı bir yoğurma kabında iyice karıştırıyoruz. Portakalı yıkayıp, kabuklarıyla beraber (sadece baş kısımlarını kesip) robottan geçiriyoruz. Kayısıları küp küp doğruyoruz. Kıyılmış portakalı, kayısıları, üzümleri ve cevizi de yumurtalı karışıma ekleyip iyice karıştırıyoruz.

Unu ve kabartma tozunu da ekleyip yoğurarak ele yapışan bir hamur elde ediyoruz. Bu aşamada unu azar azar ilave edip ayarlamak lazım, bizim yapışımızda 4,5 bardak un aldı.

Hamuru iyice yoğurduktan sonra iki kaşık yardımıyla ceviz büyüklüğünde parçalar alıp, mümkün olduğunca yuvarlak şekilde yağlı kağıt serilmiş tepsiye yerleştiriyoruz. (Çok dağınık olsun istemezsek bu aşamada elde yuvarlamaya da başvurabilirsiniz).

Bu tarifin özelliği, çoğu tarifin aksine fırını önceden ısıtmamak. 180Cº’ye ayarladığımız fırına kurabiyeleri koyuyoruz. Yaklaşık 20 dakika kadar (üzerleri kızarana dek) pişiriyoruz.

Afiyet olsun:)

YULAFLI TARÇINLI ÇITIR KURABİYELER

Haziran 1, 2012 - 12:21 pm 11 Comments

Tam da yaza girerken benimki de yapılacak şey değil aslında:)..Durmadan kek, börek, kurabiye tarifleri paylaşıyorum:).

Ama seviyorum hamurla uğraşmayı, fırında pişen kek, kurabiye kokusunu çok seviyorum..Üstelik evde bu tür yiyeceklerin varlığıyla mutlu olan da bir aileyiz biz. Gece yatıncaya kadar çay içtiğimizi de düşünürsek, onca çay kuru kuru gitmiyor elbet:).

Bu sefer, uzunca zamandır denemek istediğim bir kurabiye tarifi denedim. Canım arkadaşım Zeynep sayesinde tanışmıştık bu kurabiyelerle. Evde şampiyonluk maçını izleyeceğimiz akşam sağolsun elinde bir tabak dolusu kurabiyeyle gelmişti Zeynep. Laf aramızda benim arkadaşlarım da böyle hamarattır işte:). Soframıza ilave ettiğimiz kurabiyeler sofranın yıldızı oldu resmen. Çıtır çıtır, bol tarçın kokulu, bol kuruyemiş ve kuru meyveli bir kurabiye bu.

Canım Zeynepcim, hem o leziz kurabiyelerin için (kalanların hepsini ben yedim;)) hem de tarif için çoook teşekkür ederim. Güzel tariflerinin devamını beklerim:).

Zeynep tarifi internetten almış. Ben yine kendimce minik değişiklikler yaparak uyguladım. Mesela yağı orjinal tariften 25. gr azaltıp kullandım, şekeri 2/3 bardaktan yarım bardağa indirdim. Konulacak ilave malzemeleri her zamanki gibi biraz abarttım:). Neyse sözü uzatmadan benim ufak değişikliklerimle tarifi vereyim.

İşte Zeynep’in kurabiye Tarifi:

YULAFLI TARÇINLI ÇITIR KURABİYELER

Malzemeleri:

1 yumurta

yarım su bardağı kahverengi şeker (Zeynep’in verdiği tarifte 1/3 bardak beyaz şeker+ 1/3 bardak esmer şeker kullanılıyordu)

100 gr. Tereyağı (oda sıcaklığında) (asıl tarifte 125 gr.’dı)
1 bardaktan 1 parmak eksik un (ben tam buğday unu kullandım)

1,5 su bardağı yulaf ezmesi

1 çay kaşığı karbonat (malzemelere eklerken karbonat kokmasın diye üzerine birkaç damla limon suyu sıkıp ekledim)
1 tepeleme çay kaşığı tarçın
yarım paket vanilya
bir tutam tuz
yarım su bardağı kuru üzüm

4 adet hurma (minik doğranmış) (tarifte yoktu, ben ekledim)
yarım su bardağı dövülmüş ceviz

yarım su bardağı dövülmüş fındık (tarifte yoktu, ben ekledim)

bir avuç file badem (tarifte yoktu, ben ekledim)

Yapılışı:

Tereyağına şekeri ilave edip bir karıştırma kabında, mikserle iyice çırpıyoruz. Kremsi bir kıvam aldıktan sonra yumurtayı da ekleyip karıştırıyoruz. Unu, tuzu, vanilyayı, tarçını ekliyoruz. Üzerlerine karbonatı da döküp, karbonatın üzerine bir kaç damla limon suyu sıkıyoruz. Daha sonra hepsini yeniden karıştırıyoruz. Yulaf ezmesini, kuru yemişleri, üzümü ve hurmayı da ekleyip elimizle yoğuruyoruz (ele yapışan sertçe bir hamur oluyor).

Yağlı kağıt serilmiş tepsiye, iki kaşık yardımıyla hamurdan, bir tatlı kaşığı kadar parçalar kopartıp aralıklı olacak şekilde diziyoruz. Zeynep, hamurun pişerken çok yayıldığı için aralıklı dizmemi söylemişti. Benim kurabiyelerim yayılmadı (hamura eklediğim ilave malzemelerden ya da daha az yağ kullandığım için olabilir bu). Öyle olunca ikinci tepsiye koyduğum kurabiyelerin üzerlerine hafifçe bastırıp biraz düzleştirdim.

Önceden 185C°’ye ısıtılmış fırında üstü kızarana dek, 8-11 dakika kadar pişiriyoruz (ben tam 10 dk. pişirdim). Fırından ilk çıktıklarında yumuşak olan kurabiyeler, soğudukça sertleşiyor.

Daha sonra ister çayın, kahvenin, isterseniz bir bardak sütün yanında (benim favorim:)) afiyetle yiyoruz..

RENGARENK BAHAR SALATASI

Nisan 5, 2012 - 1:56 pm 10 Comments

Isınıp, üzerimdeki montun fazla geleceği zamanlar hayal gibiydi bu kış…Oysa birkaç gündür tam da bu hallerdeyim, yaşasın bahar geldi sonunda:)..

Bugün de bahara yaraşır bir salata tarifi vermek istiyorum. Bu salatayı annecim arkadaşı İris ablanın evinde yemiş, akşam eve gelince de bana bu güzel salatadan övgüyle söz etmişti..Eee, böylesi beğeni kazanan bir salatayı denememek olmazdı tabi. Hafta sonu bu leziz salata ailecek bir güzel lezzet testinden geçti elbette:). Hepimiz bayıldık bu salataya.

Hem madem önümüz yaz, daha hafif öğünlere ihtiyaç var; böyle bol malzemeli salatalar tam da bu isteği karşılar nitelikte..Üstelik davet sofralarınızda rengarenk sunumuyla sofranın baş tacı olmaya da aday.

Renklerinden dolayı bana baharı çağrıştırdığından adına “Rengarenk Bahar Salatası” dedim ben:).

İris Ablama bu leziz mi leziz tarifi için çoook teşekkür ediyor, her zaman için bu güzel tariflerinin devamını diliyorum:).

İşte Tarifi:

RENGARENK BAHAR SALATASI

Malzemeleri:

2 adet orta boy pancar

1 adet büyük boy patates

1 adet büyük boy havuç

1 çay bardağı dolusu bezelye (büyük aida çay bardağı)

1 çay bardağı dolusu konserve mısır (büyük aida çay bardağı)

5 adet kornişon turşusu

1 adet orta boy kuru soğan

8-10 dal dereotu

1 adet limonun suyu

Zeytinyağı

Yapılışı:

Öncelikle pancarı, patatesi, havucu ve bezelyeyi ayrı ayrı haşlıyoruz. Bunun için hazır garnitürlerden de kullanılabilir ama biz hepsini kendimiz hazırlamak istedik. Pancarı, patatesi ve havucu haşlamadan önce soyuyoruz. Pancarı haşlarken haşlama suyuna 3 yemek kaşığı kadar da sirke koyuyoruz. Kuru soğanı yemeklik şekilde doğruyoruz. Haşlanan sebzeleri ve kornişon turşusunu küçük küpler halinde doğruyoruz. Dereotunu ince ince kıyıyoruz. Doğradığımız bütün sebzeleri, bezelyeyi, mısırı ve dereotunu iyice karıştırıyoruz. Üzerine bir limon suyunu ve istediğimiz kadar zeytinyağını (biz 2-3 yemek kaşığı koyduk) döküp harmanlıyoruz. Derin bir servis kasesine alıp servis ediyoruz.

Afiyet Olsun:).

ISPANAKLI RULO BÖREK

Ekim 20, 2010 - 9:42 am 21 Comments
Bugün yine annemin arkadaşı Ayçe Abla’nın bir tarifini paylaşmak istiyorum..
Annemlerin ayda bir bütün arkadaşlarıyla bir araya gelip, öğle yemeğinde buluşmalarına bayılıyorum:). Bu buluşmalar hem onlar için çok iyi oluyor, hem de benim için:)..Benim için güzel yanı şundan kaynaklanıyor; onca hamarat hanım bir araya gelince mutlaka mutfaktan da bahsediliyor, birbirinden güzel tarifler alınıp veriliyor..
Zaten genelde hanımlar arasında bu, kendiliğinden oluşup süregelmiş bir gelenektir. Bir araya gelinip, muhabbetler eşlerden, çocuklardan, günlük hayattan geçip giderken mutlaka mutfağa da uğrar bir noktada. Ben buna benzer buluşmalarda öyle tarifler edinmişimdir ki bazıları çoktan başucu tariflerim olarak yerini almıştır. Mesela çok yakında bir kurabiye denemesi yapıp tarifini yayınlayacağım. O da bizim yoga sınıfının “meşhur” kurabiyesi:).
Ondan önce, geçen hafta yapıp tadına doyamadığımız kat kat ayrılan kıvamıyla, Ispanaklı Rulo Böreğin tarifini vermek istiyorum. Bu nefis tarif için Ayçe Abla’ya çok teşekkür ediyorum:). Böyle birbirinden güzel tariflerinin devamını da sabırsızlıkla beklediğimi buradan çıtlatmış olayım Ayçe Ablama ;) ..
İşte Tarifi:
ISPANAKLI RULO BÖREK
Malzemeleri:
4 adet yufka
yufkalara sürmek için sıvıyağ
yufkalara serpmek için un (ben tam buğday unu kullandım)
üzerine sürmek için: 1 adet yumurta
İçi İçin:
1 adet orta boy kuru soğan
750 gr ıspanak
1 yemek kaşığı zeytinyağı
200 gr. Beyaz peynir
tuz, karabiber, kırmızı toz biber
Yapılışı:
Öncelikle böreğin içini hazırlıyoruz ki soğumaya bırakabilelim. İlk olarak ıspanakları iyice yıkayıp doğruyoruz. Bir tencereye sıvıyağı ve yemeklik doğradığımız kuru soğanı alıp bir süre kavuruyoruz. Soğanlar pembeleşince ıspanakları da ekleyip iyice suyunu çekip kavruluncaya kadar pişiriyoruz. Ispanaklar suyunu çekince tuz ve baharatları ekleyip, beyaz peyniri de ıspanaklara ufalayarak ilave ediyoruz. İç harcını bu şekilde iyice soğuyana kadar bir kenarda bekletiyoruz.
İç harcı soğuyunca, bir yufkayı açıp üzerine, her yere gelecek şekilde, fırça ile sıvıyağ sürüyoruz. Avucumuza unu alıp yağın üzerine serpiştiriyoruz (bunun için miktar vermiyorum ama çok ince bir tabaka olacak şekilde). Yufkayı ikiye katlayıp bir yarım daire oluşturuyoruz. Yufkanın bu yüzüne de tekrar sıvıyağ sürüp un serpiyoruz. Oluşan bu yarım dairenin düz tarafına iç harcı boydan boya bir çizgi şeklinde koyuyoruz ve bu uçtan başlayarak yufkayı sarıp büyük bir rulo oluşturuyoruz. Daha sonra oluşan bu ruloyu 3-4 parmak kalınlığında kesiyoruz. Bütün yufkalar için aynı işlemi tekrar ediyoruz.
Oluşan börekleri yağlı kağıt serilmiş bir fırın tepsisine alıp üzerlerine çırpılmış bir yumurta sürüyoruz. Daha önceden 185C°’ye ısıtılmış fırında kızarana kadar (yaklaşık 25 dk.) pişiriyoruz.
Çıtır çıtır bu böreği, mümkünse ılıkken servis ediyoruz.
Afiyet Olsun:)..

AYÇE ABLA’NIN TUZLU KURABİYELERİ

Temmuz 29, 2010 - 11:06 pm 11 Comments

Annemin arkadaşı Ayçe ablanın ilk tarifini denedikten ve fazlasıyla memnun kaldıktan sonra geçenlerde, büyük zevkle bir diğer tarifini de denedik:)..

Anneciğim bu tarifleri arkadaşlarıyla toplanmalarında (bir nevi bayanlar günü) alıyor. O kalabalıkta, konuşmalar arasında bazen bazı malzemeleri söylemeyi, yazmayı unutuveriyorlar:). Bugün vereceğim tarifin iki versiyonu olmasını da böyle bir olaya borçluyuz aslında.

Annecim bu tuzlu kurabiyelerin tarifini alırken kabartma tozunu yazmamış, ilk yapışında da bu şekilde yapmış. Ayçe abla bu kurabiyeleri anlatırken uzun süre bayatlamayan kurabiyeler olduğunu söyleyince herhalde içinde kabartma tozu olmamasından kaynaklanıyor diye düşünüp üzerinde de durmamış. Kurabiyeler piştikten sonra kıyır kıyır, aynen pastane tuzluları gibi olmuşlardı, sanırım bunu biraz da kabartma tozsuz yapılışına borçluyduk:).

Daha sonra annem Ayçe ablayla konuşunca sordu, meğer içinde kabartma tozu kullanılıyormuş ama “çok az koysan da olur” demiş Ayçe abla. Annem de kurabiyeleri ikinci kez yapışında kabartma tozu kullandı. Ben bu sefer içine mahlep de koymamızı önerdim, çünkü tuzlu kurabiyelerde mahlep kokusu çok hoşuma gidiyor benim.

Sonuç olarak bir temel hamurdan iki farklı kurabiyemiz olmuş oldu. Farkları sayacak olursam; birincide kabartma tozu ve mahlep yoktu. Birinci grup kurabiyeleri şekillendirirken annem simit şeklinde kıvırıp, önce yumurta akına, sonra susama buladıktan sonra fırınlamış. İkinci grubu ise merdaneyle açıp, kurabiye kalıbıyla şekillendirdikten sonra, üzerine yumurta sarısı sürüp haşhaş tohumu serperek fırınladı. Farklı malzemeleri, iki tarifte farklı renkte yazdım ki daha anlaşılır olsun.

Biz bu kurabiyenin her iki halini de çok sevdik. Dediğim gibi kabartma tozu kullanmayışımız susamlı simitleri pastane tuzlularının kıvamına çok yaklaştırmış ve bu hali benim çok hoşuma gitti. Sanırım ben bir daha yaparsam kabartma tozu kullanmam. Gerçekten de uzun süre tazeliğini koruyabilen kurabiyeler bunlar, tabi hemen yendikleri için çok uzun süre kalamıyorlar:).

Ayçe ablaya bize bu güzel tarifini kazandırdığı için tekrar çok teşekkür ediyorum:).

İşte Ayçe ablanın tarifi ve bizim ufak şekillendirmelerimizle oluşan iki farklı kurabiye tarifi:

AYÇE ABLA’NIN TUZLU KURABİYELERİ

SUSAMLI MİNİK SİMİTLER

Malzemeleri:

125 gr. Tereyağı

1 çay bardağı sıvıyağ

1 çay bardağı peynir (ezilmiş beyaz peynir, rende kaşar ya da başka bir peynir olabilir)

1 çay bardağı dolusu yarı yarıya sirke-su karışımı

3 silme yemek kaşığı toz şeker

1 tatlı kaşığı tuz

aldığı kadar un (ben tam buğday unu kullandım)

üzerine: 1 yumurtanın beyazı ve susam

Yapılışı:

Un hariç diğer malzemeleri bir yoğurma kabında elimizle iyice karıştırıyoruz. Unu azar azar ilave edip ele yapışmayan, yumuşak bir hamur elde ediyoruz (kulak memesi kıvamında). Bu hamurdan küçük parçalar koparıp elimizle yuvarlayıp incelterek çubuk şekline getiriyoruz. Daha sonra bu çubuğun iki ucunu birleştirip simit şekli veriyoruz. Elde ettiğimiz bu simitleri önce yumurta akına sonra da susama batırıp yağlı kağıt serilmiş bir fırın tepsisine diziyoruz. Önceden 180C°’ye ısıtılmış fırında kurabiyeler pembeleşinceye kadar pişiriyoruz.

HAŞHAŞLI YILDIZ KURABİYE

Malzemeleri:

125. gr tereyağı

1 çay bardağı sıvıyağ

1 çay bardağı peynir (ezilmiş beyaz peynir, rende kaşar ya da başka bir peynir olabilir)

1 çay bardağı dolusu yarı yarıya sirke-su karışımı

3 silme yemek kaşığı toz şeker

1 tatlı kaşığı tuz

1 paket kabartma tozu

1 tatlı kaşığı mahlep

aldığı kadar un (ben tam buğday unu kullandım)

üzerine: 1 yumurtanın sarısı ve haşhaş tohumu

Yapılışı:

Un hariç diğer malzemeleri bir yoğurma kabında elimizle iyice karıştırıyoruz. Unu azar azar ilave edip ele yapışmayan, yumuşak bir hamur elde ediyoruz (kulak memesi kıvamında). Hamuru bir merdaneyle 1 cm. kalınlığında açıp kurabiye kalıbıyla keserek şekil veriyoruz. Kalıpla şekillendirdiğimiz kurabiyeleri yağlı kağıt serilmiş bir fırın tepsisine diziyoruz, üzerlerine yumurta sarısı sürüp, haşhaş tohumu serpiyoruz. Önceden 180C°’ye ısıtılmış fırında kurabiyeler kızarıncaya kadar pişiriyoruz.

Afiyet Olsun:)).

PRATİK ACI BADEM KURABİYESİ

Temmuz 24, 2010 - 10:01 am 24 Comments

Sitemde bir tarif paylaşırken, tarifin gerçekten hoşuma gitmiş olması, başkaları tarafından da denenip beğenilmiş olması çok önemli benim için. Yoksa başarısız hiç mi denemelerim olmuyor. Tabi ki oluyor. Hatta mutlaka olsun ki bu, beni bir ileriye taşıyabilsin…

Mutfakta denemeler yaparken bazen kendimi kimya laboratuarında gibi hissederim:). Çünkü çok farklı malzemeleri, farklı oranlarda kullanmayı, bazen de yan yana pek düşünemeyeceğimiz malzemeleri bile kullanıp bambaşka lezzetler ortaya çıkarmayı çok severim.

Tabi bu denemeler bazen o kadar iyi tutar ki yiyenlerin beğenileri beni mutluluktan dört köşe hale getirir:). Bazen de tutmayıverir işte, bir şeyler eksik ya da fazla, kıvamlar istediğimden farklı olabilir. O zaman da zihnimin mutfak kuralları kısmına yazılıverir o denemeden elde edilen tecrübeler:).

Ve sitemde tarifini verirken mutlaka belirttiğim, “deneyin, pişman olmayacaksınız:)” dediğim tarifler de vardır. Bu, başucu tariflerimin büyük çoğunluğu annemdendir (yemek bilgimin en temel kaynağı o olduğu düşünülünce bu çok doğal aslında:)). Her denememde tarif tutar ve yiyenler çok beğenir..

Hazır olun:)..İşte şimdi öyle bir tarif veriyorum size. Bu seferki tarif annemin arkadaşı Ayçe Abla’dan..

Tarifi ondan annem almış, denemesini ben yaptım..Hem gerçekten çok çok pratik, az malzemeyle, çabucacık yapılıveriyor; hem de lezzetli mi lezzetli. Üstelik içinde un ve yağ yok:). Bu kurabiyeyi yedikçe yedirten en önemli özelliği de bu sanırım:).

Tarifin ismini Acı Badem Kurabiyesi olarak vermiş Ayçe Abla ama ben “Pratik Acı Badem Kurabiyesi” demek istiyorum. Tadı bildiğimiz acı badem kurabiyelerine çok çok yakın ama bu kurabiyenin içinde badem değil fındık kullanılıyor. Aslında araştırma yaparken bir iki yerde, bildiğimiz acı badem kurabiyelerinde de fındık kullanıldığını okumuştum ama bu bilginin doğruluğundan emin değilim açıkçası.

“Pratik” kelimesini özellikle tarifin ismine ekledim. Tarifi okuyunca siz de bana hak vereceksiniz çünkü.. Kullanılan malzeme gerçekten çok az. Ayrıca yumurta akı çırpıp köpük yapmaya da gerek yok; tek yapmanız gereken malzemeleri karıştırıp, tepsiye aktarıp fırınlamak.

Bu kadar bahsettikten sonra işte tarifi… Deneyin, pişman olmayacaksınız:))..

(Ayçe Ablaya bir kez de buradan, bu güzel tarifi bize kazandırdığı için teşekkür ediyorum:)).

PRATİK ACI BADEM KURABİYESİ

Malzemeleri:

1 adet büyükçe yumurta

1 su bardağı pudra şekeri

300 gr. ince çekilmiş kabuksuz fındık

1 paket vanilya

Yapılışı:

Bütün malzemeleri bir karıştırma kabında elimizle iyice karıştırıyoruz, hamur haline getiriyoruz. Hamurdan cevizden küçük parçalar kopartıp, (biraz yapışkan olduğu için gerektikçe elimizi suyla ıslatarak) yuvarlayıp, üzerine hafifçe bastırarak yassılaştırıyoruz. Yağlı kağıt serilmiş bir fırın tepsisine aralıklı olarak diziyoruz.

Önceden 175°’ye ısıtılmış fırında kurabiyelerin kenarları esmerleşmeye başlayana dek (üstü pembe olacak) pişiriyoruz. Bu süre fırınlara göre değişir; yaklaşık 10-15 dk. arası sürüyor. Çabuk piştiği için sık sık kontrol etmekte fayda var (fırının kapağını açmadan tabi:)).

Kurabiyeler pişince tepsiyi fırından alıyoruz. Kurabiyeler fırından ilk çıktıklarında yumuşak gibi oluyor, sonra sertleşiyorlar. Kurabiyeler sıcakken ikişerli olarak birbirine bastırılarak yapıştırılabilir (ya da araya marmelat sürerek). Böylece gerçek acı badem görüntüsü yakalanabilir. Ben birleştirmeden yaptım ki daha çok sayıda kurabiyemiz olsun:).

Afiyet Olsun:).

PİRİNÇ UNU İLE REVANİ

Ocak 2, 2010 - 11:49 pm 43 Comments

Yeni yılın ilk tarifi tatlı mı tatlı bir tarif olsun istedim…Yeni yıl da böyle tatlı ve neşeli geçsin. Umarım 2010 herkese sağlık, huzur ve mutluluk getirir…

Bu tarif annemin arkadaşı İris Abladan..Kendisine bu güzel tarif için çok teşekkür ediyorum, onun da hamarat ellerine sağlık:).

AYRICA BU TARİF İLE SEVGİLİ SEVİL VE BİRSEN‘İN HAZIRLADIKLARI SOFT BOWL KEK KALIPLARI YARIŞMASINA KATILIYORUM. BU GÜZEL YARIŞMAYA KATILMA ŞANSINI BİZE VEREN SEVİL VE BİRSEN’E ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM.

Annemin bu yılbaşı sofrası için yaptık bu tatlıyı. Herkes çok sevdi. Malzemeleri okuyunca bu kadar az malzemeyle böylesi nefis bir tatlı olabileceğini hayal edememiştim. Ama mis gibi kabaran dokusuyla, lezzetiyle sık sık yapacağımız çok güzel bir tatlı çıktı ortaya. Özellikle biraz kaymak ve Antep fıstığı tozuyla harika gidiyor..

İşte tarifi:

PİRİNÇ UNU İLE REVANİ

Malzemeleri:

5 adet yumurta

5 tepeleme yemek kaşığı pirinç unu

5 silme yemek kaşığı toz şeker

şerbeti için:

2 su bardağı toz şeker

2 su bardağı su

1 küçük dilim limon

Yapılışı:

Öncelikle şerbeti hazırlamak için şeker ve suyu tencereye alıp kaynatıyoruz, çok da fazla koyulaşmadan içine limon dilimini atıp altını kapatarak soğumaya bırakıyoruz, daha sonra limon dilimini şerbetten çıkarıyoruz. Şerbetin tatlıya dökülmeden önce iyice soğuması lazım.

Diğer yanda yumurtaların sarılarını ve aklarını ayırıyoruz. Sarıların içine şekeri koyup yoğurt kıvamı alana dek mikserle çırpıyoruz. Yumurta aklarına da bir çimdik tuz ekleyip kar gibi olup katılaşana kadar çırpıyoruz. Yumurta sarılarına pirinç ununu ve yumurta beyazlarını yavaş yavaş ilave ediyoruz (yumurta aklarından ve pirinç unundan bir kaşık koyup çırpıyoruz sonra diğer kaşığı ilave ediyoruz sonra tekrar çırpıyoruz).

Bir kek kalıbını yağlayıp unluyoruz, revani karışımını kalıba boşaltıyoruz. Önceden 175C°’ye ısıtılmış fırında pembeleşinceye kadar pişiriyoruz (yaklaşık 25 dakika). Revani pişince fırından çıkarıp 2-3 dakika ilk sıcağının geçmesini bekliyoruz. Şerbeti revani kalıptayken döküyoruz. Şerbeti iyice çekince revaniyi kalıptan çıkartıyoruz.

Soğuyan tatlıyı dilimleyip kaymakla, kremayla ya da dondurmayla servis yapıyoruz…

Afiyet olsun:).