Archive for the ‘PİLAVLAR’ Category

HAMSİLİ PİLAV

Mart 7, 2012 - 4:01 pm 11 Comments

 

Kendiyle bu aralar fazlaca meşgul olup da blogunu ihmal etmiş kızı için yepyeni tarifler deneyip, üstüne üstlük bir de o güzel yemeklerini fotoğraflayan tatlı bir anneye sahibim ben:)…

 

Sayesinde blogum güzel bir tarife daha kavuştu. Ve tabi bizler de onun leziz mi leziz Hamsili Pilavı ile mest olduk:).

 

Gerek görüntüsüyle gerekse lezzetiyle tek başına davet sofralarınızı şölene çevirecek bir tarif bu.

 

Ben tarifini hafızama kazıdım, sık sık yapacağım yemekler arasına girdi bile.

 

İşte Tarifi:

 

HAMSİLİ PİLAV

 

Malzemeleri:

 

1 paket dondurulmuş fileto hamsi (650 gr.) (taze hamsiden de olur)

2 yemek kaşığı zeytinyağı

1 adet orta boy kuru soğan

3 yemek kaşığı dolmalık fıstık

1 yemek kaşığı kuş üzümü

1 tepeleme tatlı kaşığı domates salçası

1,5 su bardağı pirinç

1 tatlı kaşığı tarçın

1 tatlı kaşığı kuru nane

1 çay kaşığı pul biber

2 çay kaşığı karabiber

tuz

fırın kabını yağlamak için biraz tereyağı

 

Yapılışı:

 

Öncelikle hamsilerin buzunu iyice çözdürüyoruz (ya da taze hamsi kullanabiliriz).

Diğer yanda, bir tencerede zeytinyağını, yemeklik doğradığımız kuru soğanı ve dolmalık fıstıkları iyice kavuruyoruz. Kavrulan soğanlara yıkayıp süzdüğümüz pirinçleri ilave ediyoruz. Biraz karıştırdıktan sonra salçayı da ekleyip bir süre daha kavuruyoruz. Önceden biraz suda bekletip şişmelerini sağladığımız kuş üzümlerini ve baharatları da ekleyip bütün malzemeleri karıştırdıktan sonra kaynar suyu pirinçlere ilave ediyoruz (bir su bardağına yakın su koyuyoruz, pilav fırında hamsilerin suyuyla da pişeceği için çok fazla suya ihtiyacımız yok). Pişen iç pilavı bir kenara alıyoruz.

Daha sonra bir fırın kabını (annem yuvarlak borcam kullanmış) tereyağı ile yağlayıp her yerini kaplayacak şekilde hamsilerin bir kısmını diziyoruz (hamsilerin parlak kısmı dışa bakacak). Hamsiler pişince küçülecekleri için mümkün olduğunca sık dizmekte fayda var. Pilavı hamsilerin üzerine döküp, sıkıştırarak fırın kabına yayıyoruz. Pilavın üzerini de hamsilerle kaplıyoruz. Üstteki hamsilere de bir fırça yardımıyla hafifçe tereyağı sürüyoruz.

 

(Hamsili Pilav fırına girmeden hemen önce..)

 

Önceden 200C°’ye ısıtılmış fırında 25-30 dakika pişiriyoruz. “Bizim hamsilerimiz dondurulmuş olduğu için daha çok su salmış olabilir” dedi annem. Taze hamsi ile belki bu pişirme süresi kısalabilir, fırını arada kontrol etmekte fayda var.

 

(Vee Hamsili Pilav fırından çıktıktan sonra)

 

 

Hamsili pilavımız pişince, ilk sıcağı çıktıktan sonra bir servis tabağına ters çevirip kaptan çıkarttıktan sonra porsiyonluk dilimleyerek servis ediyoruz.

 

Afiyet Olsun:)

 

 

BİR AİLE GELENEĞİ: KAPAMA PİLAV

Ekim 25, 2010 - 9:36 pm 26 Comments

 

Baba tarafından Nallıhanlıyız biz..Orada yaşayan babamın dayısı da vefat ettikten sonra Nallıhan’a pek gidemesek de oranın kültürü bir şekilde yaşar evimizde..Nallıhan’ın el emeği göz nuru, meşhur ipek iğne oyaları rahmetli  babaannemin benim için hazırladığı rengarenk yemenilerde gösterir bütün güzelliklerini..Babaannemin bizlere anlattığı birbirinden güzel çocukluk anılarıyla gözlerimizde canlanır Nallıhan’ın o yemyeşil bağları, gürül gürül akan suları..

 

Ve tabi Nallıhan yemekleri…Ve benim ilk aklıma gelen “Kapama Pilav”. Ben küçükken, tüm ailenin; kardeşlerin, kuzenlerin babaannemin evinde bir araya geldiği günlerde mutlaka babaannem o güzel, leziz mi leziz pilavından yapardı..Bu bir nevi gelenek gibi olmuştu bizler için. Güzel bir sofra kurulurdu ve nefis kokular eşliğinde mutfaktan gelirdi Kapama Pilav, bu sofradaki yerini almak üzere..

 

 

Sunumu bile ayrı bir görsel şölen gibidir bu yemeğin. Pilav tenceresi tepsiye ters çevrilir. İştahlı bakışlar altında tencerenin kaldırıldığı o an, Kapama Pilavın insanın hem koku alma hem de görme duyusunu cezbettikten sonra tad alma duyusunu da mest edeceğinin ispatıdır adeta. Ve işte, bir arada olmanın mutluluğu böyle leziz bir yemekle de taçlandırılınca hafızalardan asla çıkmayacak en önemli anılar halini almıştır..

 

Benim hamarat annem de Kapama Pilavı yaparak sürdürür bu güzel geleneği..Bu haftasonu da bir aile buluşmasını lezzetlendirdi bu güzel yemek. Bu sefer annemden öğrendiğim şekliyle ben yaptım Kapama Pilavı, nesilden nesile taşınacak bu geleneği sürdürebilmek adına…

 

NOT: Rahmetli babaannem Kapama Pilavı hep tavuk etiyle yapardı. Normalde aynı tarif kırmızı etle de yapılıyor. Ben de bu kez tavuk etiyle yaptım, farklı olarak annemden öğrendiğim şekliyle haşlanmış nohut da ekledim.

 

İşte Tarifi:

 

KAPAMA PİLAV

 

 

Malzemeleri:

 

1 adet orta boy soğan

2 yemek kaşığı sıvıyağ

2 yemek kaşığı tereyağı

3 su bardağı pirinç

2 su bardağı haşlanmış nohut

5 parça tavuk göğüs

3,5 su bardağı haşlanan tavuğun suyu

1 tatlı kaşığı karabiber

 

tavuğu haşlarken: 1 adet kuru soğan ve 1 adet havuç

 

 

Yapılışı:

 

Öncelikle tavuk göğüs etlerini kabuğu soyulmuş bir bütün soğan ve havuç ilavesiyle haşlıyoruz. Tavuk haşlandıktan sonra soğanı ve havucu tavuk suyundan çıkartıyoruz. Haşlanan göğüs etlerini iri parçalar halinde doğruyoruz.

 

Diğer yanda, derin bir tencerede yemeklik doğradığımız bir adet kuru soğanı sıvıyağ ve tereyağı ilavesiyle kavuruyoruz. Soğanlar kavrulunca haşlanmış tavuk etlerini de ilave edip birkaç kez daha karıştırıyoruz. Tavukların üzerine daha önce suda bekletip iyice yıkadığımız pirinçleri boşaltıyoruz, üzerini düzeltiyoruz, bu aşamada karıştırmıyoruz. Karabiberi pirinçlerin üzerine serpiştirdikten sonra haşlanmış nohutları da döküp, pirinçleri kaplayacak şekilde üzerini düzelterek tencereye yayıyoruz.

 

Kaynayan tavuk suyunu nohutların üzerinden yavaşça boşaltıp tencerenin kapağını kapatıyoruz. Kısık ateşte pilavı pişirmeye bırakıyoruz. Bütün su çekilince ocağı kapatıp pilavın üzerine kağıt havlu serip kapağı kapatarak 5-10 dakika demlenmeye bırakıyoruz.

 

Pilav demlendikten sonra tencerenin ağzına bir tepsi kapayıp tencereyi ters çeviriyoruz. Kaşıkla tencerenin altına ve kenarlarına hafifçe vuruyoruz ki yapışıp kalan pilav olmasın. Daha sonra tencereyi dikkatlice kaldırıp pilavı servise sunuyoruz.

 

Not: Bu pilavın yanına cacık da çok güzel gidiyor..

 

Afiyet Olsun:)..

KARA BUĞDAY PİLAVI

Mayıs 14, 2010 - 9:26 am 15 Comments

 

Her türlü baklagili severim, üstelik baklagillerin vücut için faydalarını da önemser, soframda sık sık yer vermeye çalışırım.

 

Geçenlerde annemle birlikte gezerken market rafında rastlamıştık burada anlatacağım güzele; Kara Buğdaya.. Şekli, rengi çok farklı geldi bize. Hemen alıp denemek istedik..

 

Paketin üzerinde bu ürünle ilgili bir de web sitesi adresi vardı. Bu sitede Kara Buğdayın faydalarından, özelliklerinden bahsedilmiş. Gerçekten de değerli bir besin deposu, vücuda yararları ise oldukça fazla..Daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

 

Bu sitede ayrıca Kara Buğday ile yapılan bazı yemeklerin tarifleri de var. Ben de bu tariflerden Gülerce Pilavını bazı değişiklikler yaparak uyguladım. Tabi ki yağ oranını azalttım:). Ayrıca haşlanmış nohut da ekledim.

 

İşte benim tarifimle Kara Buğday Pilavı:

 

KARA BUĞDAY PİLAVI

 

 

Malzemeler:

 

1 orta boy kuru soğan

3 diş sarımsak

3 adet domates

1 su bardağı kara buğday

1 büyük (aida) çay bardağı pilavlık bulgur

1 büyük (aida) çay bardağı yeşil mercimek

1 su bardağı haşlanmış nohut

1 adet kırmızı (kaypa) biber

2 adet sivri yeşil biber

1 tatlı kaşığı pul biber

2-3 yemek kaşığı zeytinyağı

 

 

Yapılışı:

 

Öncelikle mercimekleri haşlayıp süzüyoruz. Diğer tarafta yemeklik doğranmış soğanlarla sarımsakları ve ince doğranmış kırmızı ve sivri yeşil biberleri zeytinyağında iyice kavuruyoruz. Yıkayıp süzdüğümüz kara buğdayı, bulguru, haşlanmış mercimek ve nohutları da ekleyip hafifçe karıştırıyoruz. Kabuklarını soyup küçük küpler halinde kestiğimiz domatesleri bütün malzemelere ekleyip iyice karıştırıyoruz. Malzemelerin üzerini bir parmak geçene kadar kaynar su ekleyip, tuz ve pul biberle tatlandırıp, kısık ateşte pilav suyunu çekene kadar pişirip demlendirdikten sonra servis ediyoruz.

 

Afiyet Olsun:).

 

Herkese güneşli, neşeli bir hafta sonu diliyorum…..

FIRINDA PİRİNÇ MÜCVERİ

Mart 25, 2010 - 7:14 pm 34 Comments

 

 

Zamanla damak tadım ve yeme alışkanlığım kendini buldukça fark ettim ki lezzet denilen olay ne yemeğe fazla fazla konulan yağda ne de sağlık açısından yemeği ağırlaştıracak herhangi bir malzemede.. Şimdi vereceğim tarifse bunun en büyük örneği.

 

Evde kalan pilavı değerlendirme amaçlı da yapılabilen bu tarifi kabuklu pirinçle denedim ben.

 

FIRINDA PİRİNÇ MÜCVERİ

 

 

Malzemeleri:

 

1 aida çay bardağı pirinç (ben kabuklu pirinç kullandım)

2 yumurta

100 gr peyaz peynir (az yağlı beyaz peynir kullandım)

yarım demet dereotu

yarım paket kabartma tozu

tuz

toz kırmızı biber

karabiber

 

üzerine:

kaşar rendesi

 

Yapılışı:

 

Öncelikle pirinci yıkayıp haşlıyoruz. Diğer tarafta bir kabın içinde beyaz peyniri eziyoruz. Yumurtaları, baharatları, kıyılmış dereotunu ve kabartma tozunu peynire ekleyip iyice karıştırıyoruz. Haşlanan pirinci de bu karışıma ilave ediyoruz. Bir fırın kabını yağlayıp mücver karışımını döküyoruz. Mücverin üzerine rendelenmiş kaşar serpip, ve bir tutam daha toz kırmızı biberle renklendiriyoruz.

 

Önceden 175C°’ye ısıtılmış fırında pişiriyoruz. Mücveri dilimleyip sıcak sıcak servis yapıyoruz.

 

NOT: Benim pirinçlerim kabuklu olduğu için suyunu çekinceye kadar pişirdim. Normal pirinç kullanılırsa pirinçler yumuşadıktan sonra fazla suyu süzülmeli.

 

Afiyet Olsun:).

SEBZELİ BULGUR PİLAVI

Şubat 17, 2010 - 10:35 pm 27 Comments

 

Pilavlar et yemeklerinin, sebze yemeklerinin en güzel eşlikçileridir..Ama şimdi tarifini vereceğim bulgur pilavı gibi bol malzemeli ise benim için başlı başına bir ana yemektir…

 

Bulgur pilavını çok seviyorum ben, öyle ki pirinç pilavına tercih ederim genellikle. Daha besleyici ve daha lezzetli geliyor bana göre.

 

İşte oldukça değişik, besleyici ve dediğim gibi tek başına bir yemek olabilecek nitelikteki pilavımın tarifi:

 

SEBZELİ BULGUR PİLAVI

 

 

Malzemeleri:

 

2 su bardağı bulgur

1 adet orta boy kuru soğan

2 diş sarımsak

2 adet domates

10 adet yeşil fasulye

1 su bardağı haşlanmış nohut

10-15 adet küçük boy mantar

2 yemek kaşığı sıvıyağ

1 yemek kaşığı tereyağı

1 yemek kaşığı domates salçası

1 tatlı kaşığı biber salçası

3 su bardağı sıcak su

Tuz, karabiber

 

Yapılışı:

 

Öncelikle bir tencereye sıvıyağı, yemeklik doğranmış kuru soğanı, ince rendelenmiş sarımsağı, ufak ufak doğranmış fasulye ve mantarları alıp, bütün bu malzemeler suyunu verip çekene kadar iyice kavuruyoruz. Daha sonra salçaları ve kabuklarını soyup küp küp doğradığımız domatesleri de ekleyip bir süre daha kavuruyoruz. Yıkayıp süzdüğümüz bulgurları da ekleyip biraz karıştırıyoruz. Bütün bu malzemelere 3 su bardağı kaynar suyu ekleyip, haşlanmış nohutları ve tereyağını da ilave ediyoruz. Tuz ve karabiberle tatlandırıp suyunu çekene kadar kısık ateşte pişiriyoruz. Pilav suyunu çekince ocağın altını kapatıp, üzerini kağıt havlu ile kapatıp demlenmeye bırakıyoruz. Demlenen pilavı sıcak sıcak servis ediyoruz..

 

Afiyet olsun:).

KESTANELİ İÇ PİLAV

Ocak 8, 2009 - 2:21 pm 37 Comments

Emekle yapılan, üzerine zaman harcanan ve ufak ayrıntılarına bile dikkat edilen şeyleri seviyorum..

Hayatımda mümkün olduğunca ben de bu noktalara dikkat etmeye çalışıyorum; iş konularımda, resim yaparken, fotoğraf çekerken, yemek yaparken, hatta sofrayı hazırlarken bile…

“Mümkün olduğunca” dedim çünkü yoğun çalışan biri olmak bazen zaman konusunda insanı zora sokuyor. Yine, her şeyi özenle yapmaya çalışsam da çoğu zaman pratik davranmaya zorluyorum kendimi. Bu yüzden, pratiklik adına öğrendiğim en ufak bir bilgi hazine değerinde geliyor bana. Eh, yemek blogları içinde dolaştıkça arkadaşlarım sağ olsunlar pek çok önemli, pratik ayrıntıyı paylaşıyorlar bizimle. Blog dünyasına adım attım atalı yemek konusundaki bilgi dağarcığım oldukça gelişti.

Zaman kısıtlılığından, pratiklikten bu denli bahsetmişken tüm bunlara tezat bir şekilde hayli zaman harcanan, emek ürünü bir tarifi paylaşmak istiyorum bugün; “Kestaneli İç Pilav”. Bu tarif tabi ki annemden:). Annem maşallah iyi oldu da yine tutamıyoruz onu, bütün “kendini yorma” ricalarımızı bir kenara itip mutfakta harikalar yaratmaya devam ediyor:), “severek yapıyorum, hiç yorulmuyorum” diyor. Eh ben kime çekmişim:)?

Geçenlerde yapmıştı annem bu pilavı, tarifini televizyonda görmüş. Fırında kızartılmış tavuk yanında servis etmişti, ikisi birbirine gerçekten çok yakışmıştı. Bizler tabaklarımızı sildik süpürdük:). Ben de “mutlaka blogumda yer vermeliyim bu tarife” dedim. Tarifin aslında ciğer de kullanılıyor ama annemin bu sefer

O gün babamın fotoğraf makinesiyle birkaç kare çektim. Normalde uzun uzun vakit harcarım fotoğraf çekiminde ama bu kez o görüntü karşısında daha fazla kayıtsız kalamadım ve hemen yemeğe geçtim:). Yine de fotoğraflar yeterince açıklayıcı sanırım.

Özellikle davet sofralarınızı ziyafete dönüştürecek bu tarifi mutlaka deneyin derim..

KESTANELİ İÇ PİLAV

Malzemeleri:

Pilavda kullanacağımız tatlı kestaneler için:

500 gr kestane

kızartmalık yağ

1 çay bardağı şeker

su

Pilav İçin:

2 yemek kaşığı tereyağ

2 yemek kaşığı sıvıyağ (yağ miktarları isteğe göre artırılabilir)

1 orta boy kuru soğan

3-4 yemek kaşığı çam fıstığı

2 su bardağı pirinç

2 yemek kaşığı kuş üzümü

1 tatlı kaşığı yenibahar

1 çay kaşığı karabiber

tuz

yarım demet dereotu (ince kıyılmış)

Yapılışı:

Pilavı yapmaya başlamadan önce kestaneleri soymamız gerekiyor. Bunun için annem televizyonda çok pratik bir yöntem görmüş. Öncelikle kestanelerin kabuğunu tüm bir tur yapacak şekilde bıçakla kesiyoruz. Daha sonra kabuğu çizilen kestaneleri kızgın kızartmalık yağa atıp 5 dakika kadar kızartıyoruz. Kestaneleri daha sonra yağdan çıkarıp soğuk suyun içine atıyoruz. Bu şekilde kabuğu rahatlıkla soyulabiliyormuş.

Diğer yanda bir tencerede 1 çay bardağı şekeri eritip karamelize ediyoruz. Şeker eriyince üzerine biraz su döküyoruz ve soyulmuş kestaneleri bu şekerli suya ilave ediyoruz. Suyun miktarı kestaneleri kaplayıncaya kadar olmalı. Kestaneleri bu şekilde suyunu çekene kadar şekerli suda pişiriyoruz ve pişen kestaneleri daha ufak parçalara kesip, bir kenara alıyoruz.

Pilavımız için soğanı ince doğrayıp, çam fıstığını da ilave edip tereyağ ve sıvıyağ ile kavurmaya başlıyoruz. Soğanlar pembeleşince pirinci de ekleyip iyice kavuruyoruz. Pirinçler kavrulduktan sonra kuşüzümünü, yenibaharı, karabiberi ve yeterince tuzu ekleyip, üzerini geçinceye kadar kaynar su ilave edip pişiriyoruz. Pilav pişince üzerini kağıt havluyla örtüp demlenmeye bırakıyoruz. Demlenen pilava daha önceden pişirdiğimiz kestaneleri ve kıyılmış dereotunu ilave edip karıştırıyoruz.

Tavuk ya da et yemeklerinin yanında servis ediyoruz (ben et sevmediğimden, bu haliyle başlı başına bir yemek benim için:)).

Afiyet bal şeker olsuuuun:).

BAHAR PİLAVI

Mart 10, 2008 - 10:53 pm 33 Comments

Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yatırırdı hani:) ? Şaka bir yana, özellikle şu iki senedir mevsimleri de bir başka yaşar olduk. Hani Ankara karasal iklimdi, geçişler sert olurdu falan ama bu sene sanki hiç bahar yaşamadan yaza gireceğiz. Kış çetin ve kuru geçti (evet, biraz kar yağışı oldu ama geçtiğimiz yazın kuraklığını telafi edecek kadar değildi) sonra Mart ayına girer girmez 20’li dereceleri gördük termometrelerimizde.
Eh havalar böyle olunca bünyeler de şaşırıyor haliyle. Bizim evde şu anda herkes hasta, herkeste bir keyifsizlik hakim. Evde bol bol meyve ve bitki çayı tüketiliyor. Bu geçiş dönemini en az hasarla atlatmak için dikkatli olmak lazım, güzel havalara aldanıp incecik kıyafetlerle sokağa fırlamamak lazım (bu laf banaydı:)).
Biraz yağış, biraz yağmur..Şimdi hepimiz bunu diliyoruz. Eskiden, ben küçükken hatırlıyorum da nasıl olursa hafta sonuna hep yağışlı havalar denk gelirdi. Eh haliyle tatil günlerini dışarıdaki gri havaya bakarak evde geçirmek çok canımı sıkardı, “keşke dinse şu yağmur” derdim.
Şimdi düşünüyorum da şöyle bir ay aralıksız yağsa, hava gri bile olsa ama içimizi serinlete serinlete gökyüzünden boşalıverse damlalar. Toprak kana kana içse yağmuru, ben dışarı çıkıp yağmur altında yürüsem, ıslak toprak kokusunu içime çeksem doya doya..
Bahar yağmurları kadar güzeldir baharın o kendine has enerjisi, renkleri… Bahar bin bir renkli çiçekleriyle gökkuşağına boyarken doğayı, ben baharın renklerini mutfağımdan geçirdim.
İşte en az bahar kadar renkli, bir o kadar lezzetli ve sağlıklı bahar pilavım:).

Not: Bu pilavın tarifini annem birkaç hafta önce televizyonda seyretmiş. Aklında kaldığı şekliyle bana anlattı, biz de kendi damak tadımıza uyarlayıp son şeklini verdik. Bu pilavın adı neydi tam bilmiyorum ama bu rengarenk haliyle ona çok gidecek “Bahar Pilavı” ismini ben koydum.

Buyrun tarifini:

BAHAR PİLAVI


Malzemeleri:

1 çay bardağı sıvıyağ
5-6 sap taze soğan
2 adet orta boy kabak (küp küp doğranmış)
2 yemek kaşığı çiğ ay çekirdeği içi
5-6 adet kuru kayısı (tavla zarı gibi doğranmış)
3 su bardağı pirinç
4,5 su bardağı kaynar su
1 yemek kaşığı kuru nane
tuz

Yapılışı:

Öncelikle tencerede yağımızı kızdırıp, ince ince doğradığımız taze soğanları kavuruyoruz. Daha sonra sırasıyla çekirdeği, kabakları ve kuru kayısıyı ekleyip kavurarak hepsinin pişmesini sağlıyoruz. Daha önceden ıslatıp yıkadığımız pirinçleri de diğer malzemelerin üzerine ekleyip pirinçler şeffaflaşıncaya kadar kavurmaya devam ediyoruz. Pirinçler de kavrulunca kaynar suyu, kuru naneyi ve arzu ettiğimiz miktarda tuzu ekleyip pilav iyice suyunu çekinceye kadar kısık ateşte pişiriyoruz. Pilav suyunu çekince altını kapatıp çok az karıştırdıktan sonra tencerenin üzerini kağıt havluyla örtüp demlenmeye bırakıyoruz. Demlenen pilavımız servise hazır hale geliyor.

Afiyet olsun:)))..