Archive for Aralık, 2010

KREMALI ISPANAKLI TAVUK GÖĞSÜ

Aralık 30, 2010 - 9:15 am 14 Comments

 

İşte bir yılı daha geride bıraktık…

 

Geçen bu bir yılda, neşeli, mutlu hallerimi olduğu kadar hüzünlü, karışık zamanlarımı da bir şekilde yansıttım bu sayfalara. Çünkü yazılanlar tamamen Kristal Kelebeğin iç dünyasının aktarımıydı bir anlamda. Yazdıkça mutluluklar katlandı, arttı; üzüntüler dağıldı, gitti..

 

Mutfaktaki türlü denemelerimi, yemek maceralarımı paylaştım. Tariflerimi mümkün olduğunca çok güncellemeye çalıştım (ah şu tembellik zamanları yok mu, bazen ara verdirtti bana:)). Sonra, komşu blogları ziyaret ettim elimden geldiğince. Ne çok şey öğrendim hayata ve mutfağa dair onlardan.

 

Bloglarımız sayesinde ne güzel insanlar tanıdım. Kimi dostlarım ve ablalarım kalplerini açtı bana bütün samimiyetleriyle, onlarla ne çok şey paylaştım.

 

Kısacası bu sene de blogum beni yine çok mutlu etti. Ve Kristal Kelebek böylece yaş hanesine bir sayı daha ekledi:).

 

Umarım gelecek yıl hepimiz için sağlıklı, huzurlu, şanslı bir yıl olur.

 

Ben diyebilirim ki; 2010 benim senemdi:). Darısı gelecek senelerin başına…

 

Bu senenin son tarifi tavukla yapılan bir deneme olsun; Kremalı, Ispanaklı Tavuk Göğsü. Kolay ve lezzetli, insan bir yemekten daha ne ister ki:).

 

İşte Tarifi:

 

KREMALI ISPANAKLI TAVUK GÖĞSÜ

 

 

Malzemeleri:

 

1 kg ince kesilmiş tavuk göğsü

500 gr. Ispanak

1 adet orta boy kuru soğan

2 yemek kaşığı zeytinyağı

1 küçük kutu süt kreması

yarım su bardağı süt

birer tutam karabiber, kırmızı pul biber, kuru sarımsak, muskat rendesi

tuz

 

üzerine: eski kaşar peyniri rendesi

 

Yapılışı:

 

Öncelikle ince kesilmiş tavuk göğüslerini çok az sıvıyağ sürülmüş tavada, altı üstü kızarana kadar pişiriyoruz. Kızaran tavukları bir fırın kabının tabanına diziyoruz.

 

Diğer yanda zeytinyağında, yemeklik doğradığımız kuru soğan ile ince ince doğradığımız ıspanakları soteliyoruz. Ispanaklar suyunu çekince kremayı ve sütü ekliyoruz. Baharatları ve tuzu da ilave ettikten sonra ıspanak sütü biraz çekinceye kadar (hafif sulu bir karışım oluyor) pişiriyoruz. Ispanaklı karışımı tavukların her yerini kapatacak şekilde üzerine yayıyoruz.

 

Bu şekilde önceden 200C°’ye ısıtılmış fırında yarım saat kadar pişiriyoruz. Tavukları fırından çıkarmadan hemen önce kaşar rendesini de üzerine serpiyoruz. Kaşarlar eriyince fırından alıyoruz. Sıcak sıcak servis yapıyoruz.

 

Afiyet Olsun:)

DEREOTLU PEYNİRLİ POĞAÇA

Aralık 21, 2010 - 10:31 am 23 Comments

 

Son yazdığım yazı ve tarifle göz göze geldikçe içimde durmadan tekrarladığım “ee, hadi Aslı, bu kadar tembellik yeter” sözlerine daha fazla kayıtsız kalamadım:)..

 

Ama hepimizde olmuyor mu böyle zamanlar? Zihinde birikmiş onca yapılacak şey varken, ve bu “yapılacaklar listesine” her yeni gün yeni satırlar eklenirken bazen bunların hepsini görmezden gelmek istiyor insan. Ya da kendinden şöyle üç beş tane klonlatıp her birini bu işlerden biriyle görevlendirip, bir tanesini de kanepede ayakları uzatıp, tembellik yapsın diye evde bırakmak istiyor:)…

 

Bir yandan benim bu komik ve imkansız hayalim günümü neşelendirsin, öte yandan ben de yeni sayfama bir tarif ekleyeyim de şu uzayıp giden yapılacaklar listesinden bir hane eksilsin:)..

 

 

Vereceğim tarif bizim evin sevilen tuzlu hamur işlerinden biridir. Gerçi bizim evde hamur işlerinin hepsi sevilir. Hatta aslına bakarsanız yemeği de çok seven bir aileyiz:). Yemek doymaktan öte bir zevk sürecidir bizler için.. Hele de aileyi bir araya toplayan akşam yemeklerinin yeri bambaşkadır…

 

Neyse, konudan da fazla sapmadan hemen tarifimi veriyorum. Akşam çayı yanında, ya da kahvaltıda…Hepsinde de güzel gidecek minik yuvarlak poğaçalarım var bugün.

 

İçlerini ben peynirli yaptım çünkü hamurunda dereotu olduğu için en çok peynir yakışıyor bu poğaçaya. Yine de iç malzemesi çeşitlendirilebilir.

 

İşte tarifi:

 

DEREOTLU PEYNİRLİ POĞAÇA

 

 

Malzemeleri:

 

2 yemek kaşığı tereyağı

1 çay bardağı sıvıyağ

2 yumurta (birinin sarısı üzerine sürmek için ayrılacak)

2 yemek kaşığı sirke
1 çay bardağı ılık su
1 paket kabartma tozu
2 çay kaşığı tuz

yarım demet dereotu

aldığı kadar un (ben tam buğday unu kullandım)

 

içi için: beyaz peynir

üzerine: çörek otu

 

Yapılışı:

Sıvıyağı, tereyağını, suyu, tuzu, incecik kıydığımız dereotunu ve yumurtaları (birinin tamamı birinin beyazı) bir yoğurma kabında elimizle iyice karıştırıyoruz. Bu karışımın üzerine kabartma tozunu döküp üzerine sirkeyi ilave ederek köpürmesini sağlıyoruz (bu, hamurun daha gevrek olmasını sağlıyor). Daha sonra hamur, yumuşak fakat ele yapışmayan bir kıvama gelinceye kadar un ekleyip yoğuruyoruz ve yarım saat dinlenmeye bırakıyoruz.

Dinlenen hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp elimizde açarak, içine bir parça beyaz peynir koyuyoruz ve hamuru kapatıp tekrar elimizde yuvarlıyoruz.

Yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizip üzerine yumurta sarısı sürüp çörek otu serptikten sonra, önceden 175C°’ye ısıtılmış fırında üzerleri kızarana dek pişiriyoruz (yaklaşık 20-25 dakika).

 

Afiyet olsun:))..

 

 

 

HAFİF ARNAVUT CİĞERİ

Aralık 14, 2010 - 7:58 pm 25 Comments

 

Bize bu sene kendini iyiden iyiye unutturmuşken aniden çıkageldi kış..Haftasonu, akşam üzeri çiselemeye başlayan kar, sabah kalktığımda pencereden odama doğru beyaz ışıklarını yansıtıyordu.

 

Hatırlıyorum da çocukluğumda, okul zamanı, bu ani kar baskını ilk olarak aklıma tek bir soruyu getirirdi; “bugün okul tatil mi olacak?”. Çoğunlukla da tatil olurdu. Ama genelde okula çoktan gitmiş olurduk bu haberi aldığımızda:)..Tatil haberinin sevinciyle, okul arkadaşlarını da bir arada yakalamışken, bol kartopu maceralı bir eve dönüş yolu olurdu bizimkisi…

 

Sıcak bir ortamda, hele de bir fincan sıcak içeceğinizi yudumlarken lapa lapa karan yağı izlemek güzel. Dışarıda kar topu oynayan, kızak kayan çocukların bıcır bıcır mutluluk seslerini dinlemek de öyle..

 

Mümkün olsa; soğuğun, karın, hiç kimse için sıkıntı yaratacak bir duruma gelmemesini isterdim. Dileğim; kışın herkes için huzurlu ve zorluklardan uzak geçmesi…

 

Ben, çok üşüyen biri olduğum için sanırım tüm kış boyunca ilk baharın ve yazın hayaliyle yaşayacağım:)..

 

Bugün paylaşacağım tarif valide sultanımdan:)… Yine onun kendi yöntemleriyle bizim damak tadımıza ve sağlıklı mutfak anlayışımıza göre uyarlanmış, hafifleştirilmiş bir tarif; Hafif Arnavut Ciğeri tarifi.

 

Bu tarifin hafifliği şuradan kaynaklanıyor; normal Arnavut Ciğerlerinden kullanılan bol yağ içinde kızartma yöntemi yerine, teflon tavada çok az yağ ilavesiyle kavurma yöntemi uygulanıyor. Ve inanın lezzeti de hafifliğinin düşündüremeyeceği kadar güzel oluyor.

 

Aslına bakarsanız benim aram sakatatlarla pek iyi değildir ama bu güzel ve hafif yemeği ben de çok beğenerek yedim. Ellerine sağlık annecim:)..

 

İşte Tarifi:

 

HAFİF ARNAVUT CİĞERİ

 

 

Malzemeleri:

 

yarım kg. kuzu ciğeri

4-5 kaşık un

tuz

kırmızı biber, karabiber

3 kaşık sıvıyağ

 

Servis ederken: kuru soğan ve maydanoz

 

Yapılışı:

 

Öncelikle ciğerleri yıkayıp zarını soyuyoruz (ya da temizleme aşamasını kasabınıza bırakabilirsiniz:)). Ufak küpler halinde kestiğimiz ciğeri baharatlar ve tuz ilave ettiğimiz una buluyoruz, bir kevgire alıp silkeleyerek fazla ununu alıyoruz. Sıvıyağı tavada kızdırdıktan sonra ciğerleri ilave edip iyice kavuruyoruz.

 

Kuru soğanı yarım ay şeklinde kesip biraz tuzla ovarak acısını çıkartıyoruz. Maydanozları ,ince ince doğrayıp soğanlarla karıştırıyoruz. Arnavut ciğerini bu soğan salatasıyla beraber servis ediyoruz.

 

Afiyet olsun:).

 

LİMON JÖLELİ LİMONLU PUDİNG

Aralık 7, 2010 - 9:45 pm 27 Comments

 

 

Elde değerlenmesi gereken limonlarım olduğundan bu yazıda bahsetmiştim. Bu sefer limonları hafif ve lezzetli bir tatlıda kullanmak istedim. İçindeki bol C vitamini sayesinde tam kış mevsimine uygun bir tatlı oldu.

 

Üzerindeki mayhoş katman, alttaki daha tatlı, sütlü kısmı çok güzel tamamlıyor. Benim gibi sütlü tatlı sever birisi için tekrar tekrar yapılası bir tarif çıktı ortaya:).

 

İşte Tarifi:

 

LİMON JÖLELİ LİMONLU PUDİNG

Malzemeleri:

 

Limon Jölesi İçin:

 

3 adet limonun suyu

2 su bardağı su

3 tepeleme yemek kaşığı nişasta

10 yemek kaşığı şeker (daha tatlı istenirse artırılabilir)

 

Limonlu Puding İçin:

 

1 lt. süt

1 su bardağından 1 parmak eksik toz şeker

1 adet yumurta sarısı

2 tepeleme yemek kaşığı un

2 tepeleme yemek kaşığı nişasta

2 adet limonun kabuğunun rendesi

1 paket vanilya

 

üzerine: hindistan cevizi 

 

Yapılışı:

 

Öncelikle limonlu pudingi yapıyoruz. Bunun için puding malzemelerinden vanilya haricindekileri bir tencerede iyice karıştırdıktan sonra ocağın üstüne alıp, muhallebi kıvamına gelinceye kadar kaynatıp pişiriyoruz. Puding 5-10 dakika kaynadıktan sonra ocağı kapatıp vanilyayı ekleyip iyice karıştırıyoruz. Pudingi servis kaselerine pay ediyoruz. Kaselerin üzerinde jöle için birer parmak boşluk bırakmalıyız.

 

Daha sonra jöle için gerekli malzemeleri ayrı bir tencerede karıştırdıktan sonra aynı şekilde kaynayıp koyulaşana kadar pişiriyoruz. Soğuyup üzeri kabuk tutan pudinglerin üzerine jöleyi pay ediyoruz. Jöle de soğuyup katılaştıktan sonra buzdolabına alıp, tatlıları birkaç saat buzdolabında dinlendiriyoruz.

 

Servis ederken tatlıların üzerine hindistan cevizi serpiyoruz.

 

Afiyet Olsun:).

 

PEYNİRLİ ÇITIR BÖREK

Aralık 3, 2010 - 12:14 pm 16 Comments

 

Yine bir haftayı daha bitirdik..Zaten Pazartesi’yi geçirince ne zaman Cuma oluvermiş fark edemiyorum bile.

 

Keşke hafta sonları da aynı hızla geçip gitmese. Gerçi öyle bile olsa hafta sonunu dolu dolu geçirip, tabiri caizse; her dakikasını sıkıp suyunu çıkarırcasına kullanınca içim rahat ediyor, hafta tatilinin hakkını vermiş hissediyorum:).

 

Zaten hafta arası yapılamayan işleri düzene koyma, vakit ayrılamayan dostları, akrabaları görme, biraz spor, biraz eğlence derken bitiveriyor o altın değerindeki zamanlar. Olayın dinlence kısmına pek zaman kalmıyor doğal olarak ama olsun, ben seviyorum bu tempoyu:). Tüm hafta işle güçle yorulan zihin dinleniyor böylece ucunda fiziksel yorgunluk olsa bile. Benim de dinlenme kavramım tam da böyle bir şey aslında:).

 

Bugün bir börek tarifi paylaşmak istiyorum. Kim bilir belki bu haftasonu kahvaltınıza eşlik eder sizin de.. “Çıtır çıtır” tabirinin hakkını sonuna kadar veren bir tarif bu. Biz farklı içlerle sık sık yapıyoruz. Kesinlikle tavsiye edilir:).

 

Herkese neşe dolu, dinlendirici bir haftasonu diliyorum…

 

İşte Tarifi:

 

PEYNİRLİ ÇITIR BÖREK

 

 

Malzemeleri:

 

4 adet yufka

yufkalara sürmek için sıvıyağ

yufkalara serpmek için un (ben tam buğday unu kullandım)

  

İçi İçin:

 

Peynir (ben eski kaşar, normal kaşar ve beyaz peynir karışımı kullandım)

Toz kırmızı biber (1 çay kaşığı kadar)

 

Yapılışı:

 

İç harç için beyaz peyniri ufalayıp, rendelediğimiz kaşarlar ve toz kırmızı biberle karıştırıyoruz. İstersek maydanoz ve dereotu da ekleyebiliriz.  

 

İlk olarak bir yufkayı açıp üzerine, her yere gelecek şekilde, fırça ile sıvıyağ sürüyoruz. Avucumuza unu alıp yağın üzerine serpiştiriyoruz (bunun için miktar vermiyorum ama çok ince bir tabaka olacak şekilde). Yufkayı ikiye katlayıp bir yarım daire oluşturuyoruz. Yufkanın bu yüzüne de tekrar sıvıyağ sürüp un serpiyoruz. Oluşan bu yarım dairenin düz tarafına iç harcı boydan boya bir çizgi şeklinde koyuyoruz ve bu uçtan  başlayarak yufkayı sarıp büyük bir rulo oluşturuyoruz. Daha sonra oluşan bu ruloyu 3-4 parmak kalınlığında kesiyoruz. Bütün yufkalar için aynı işlemi tekrar ediyoruz.

 

Oluşan börekleri yağlı kağıt serilmiş bir fırın tepsisine alıp üzerlerine sıvıyağ sürüp çörek otu serpiyoruz. Daha önceden 185C°’ye ısıtılmış fırında kızarana kadar (yaklaşık 25 dk.) pişiriyoruz.

 

Afiyet Olsun..