Archive for Şubat, 2010

PORTAKALLI PUDİNG

Şubat 20, 2010 - 9:23 pm 36 Comments

 

Meyveyi çok seviyorum ben, öyle ki her öğün sadece meyve yiyebilirim. Bir akşam meyve yiyemesen yokluğunu hissederim. Bu, küçüklüğümden beri böyle…

 

Ne var ki meyve açısından yaz mevsimi çok daha çeşitli. Şimdilerde mevsiminde kirazın, çileğin, vişnenin, incirin hayali aklımda dura dursun, bol C vitamini kaynağı narenciyelerin tadını çıkarıyorum. Şöyle kütür kütür papaz eriğine kavuşmaya birkaç ay kaldı ne de olsa. O zamana kadar elimizdeki meyveleri tatlılarda da kullanmaya çalışıyorum sık sık..

 

Bunun bir örneği de buram buram portakal kokan tarifim; “Portakallı Puding”.

 

PORTAKALLI PUDİNG

 

Malzemeler:

 

2 yemek kaşığı un
2 yemek kaşığı nişasta
1 yumurta sarısı
1 su bardağı toz şeker
1 litre süt
1 portakalın kabuğunun rendesi
1 paket vanilya

 

Yapılışı:

 

Bir tencereye unu, nişastayı, sütü, şekeri, portakal kabuğu rendesini ve yumurta sarısını koyup, ocağa koymadan önce iyice karıştırıp malzemeleri birbirine yediriyoruz. Daha sonra kısık ateşte muhallebi kıvamına gelinceye kadar pişiriyoruz. Muhallebi pişince ocaktan alıp vanilyayı ilave edip iyice karıştırıyoruz. Servis kaselerine pay edip oda sıcaklığına gelmesini sağlıyoruz. Muhallebinin üzerine bolca Hindistan cevizi serpip buzdolabında soğuttuktan sonra servis yapıyoruz

 

 

Afiyet Olsun:)..

SEBZELİ BULGUR PİLAVI

Şubat 17, 2010 - 10:35 pm 27 Comments

 

Pilavlar et yemeklerinin, sebze yemeklerinin en güzel eşlikçileridir..Ama şimdi tarifini vereceğim bulgur pilavı gibi bol malzemeli ise benim için başlı başına bir ana yemektir…

 

Bulgur pilavını çok seviyorum ben, öyle ki pirinç pilavına tercih ederim genellikle. Daha besleyici ve daha lezzetli geliyor bana göre.

 

İşte oldukça değişik, besleyici ve dediğim gibi tek başına bir yemek olabilecek nitelikteki pilavımın tarifi:

 

SEBZELİ BULGUR PİLAVI

 

 

Malzemeleri:

 

2 su bardağı bulgur

1 adet orta boy kuru soğan

2 diş sarımsak

2 adet domates

10 adet yeşil fasulye

1 su bardağı haşlanmış nohut

10-15 adet küçük boy mantar

2 yemek kaşığı sıvıyağ

1 yemek kaşığı tereyağı

1 yemek kaşığı domates salçası

1 tatlı kaşığı biber salçası

3 su bardağı sıcak su

Tuz, karabiber

 

Yapılışı:

 

Öncelikle bir tencereye sıvıyağı, yemeklik doğranmış kuru soğanı, ince rendelenmiş sarımsağı, ufak ufak doğranmış fasulye ve mantarları alıp, bütün bu malzemeler suyunu verip çekene kadar iyice kavuruyoruz. Daha sonra salçaları ve kabuklarını soyup küp küp doğradığımız domatesleri de ekleyip bir süre daha kavuruyoruz. Yıkayıp süzdüğümüz bulgurları da ekleyip biraz karıştırıyoruz. Bütün bu malzemelere 3 su bardağı kaynar suyu ekleyip, haşlanmış nohutları ve tereyağını da ilave ediyoruz. Tuz ve karabiberle tatlandırıp suyunu çekene kadar kısık ateşte pişiriyoruz. Pilav suyunu çekince ocağın altını kapatıp, üzerini kağıt havlu ile kapatıp demlenmeye bırakıyoruz. Demlenen pilavı sıcak sıcak servis ediyoruz..

 

Afiyet olsun:).

SU MUHALLEBİSİ

Şubat 14, 2010 - 7:40 pm 25 Comments

 

Dolma tarifimden sonra, onun üzerine iyi gidecek, hafif mi hafif bir tatlı tarifi paylaşmak istiyorum..Su Muhallebisi’nin tarifini…

 

Bu tatlıyı özellikle anneciğim için yaptım ben. Onun çok sevdiği bir tatlıdır bu. Annem hep anlatır, o ilkokuldayken okulun önünde satılırmış. Okul çıkışlarında alırmış annem. Bence çocukluğun o tatlı anılarına konu olmuş lezzetler hiç unutulmuyor. Ben de okul çıkışlarındaki macuncudan az macun yememiştim hani:)..

 

Bu tatlı, pembe rengi ve gül kokusuyla günün anlamına da uydu aslında..Bütün sevgililerin sevgililer günü kutlu olsun…

 

İşte Tarifim:

 

SU MUHALLEBİSİ

 

 

Malzemeleri:

 

5 su bardağı süt

2 su bardağı su

3 tepeleme yemek kaşığı un

3 tepeleme yemek kaşığı nişasta

 

üzeri için:

 

pudra şekeri

gül şerbeti (büyük marketlerde satılan Elit Naturel marka %100 doğal gül şerbeti kullandım)

 

Yapılışı:

 

Sütü, suyu, unu ve nişastayı bir tencerede karıştırıp, kısık ateşte muhallebi kıvamına gelinceye kadar pişiriyoruz. Dört köşe cam bir tepsiyi suyla ıslattıktan sonra, pişip koyulaşan muhallebiyi tepsiye boşaltıyoruz. Tatlı oda sıcaklığına soğuduktan sonra buzdolabına kaldırıyoruz. En az 3-4 saat (mümkünse 1 gece) buzdolabında dinlendiriyoruz. Buzdolabında bekleyen muhallebiyi kareler halinde kesip servis tabağına alıyoruz. Üzerine gül şerbeti döküp, bolca pudra şekeri serperek servis ediyoruz.

 

Afiyet Olsun:)..

ETLİ KARALAHANA SARMASI

Şubat 9, 2010 - 2:39 pm 43 Comments

 

Düşünüyorum da mutfak bakımından ne kadar şanslı bir toplumuz..Türk Mutfağı kadar çeşitli, incelikli ve lezzetli bir mutfak daha yok bence.

 

Mesela sadece dolmalarımızı bile ele alırsak onlarca çeşidi mevcut; zeytinyağlısı, etlisi kendi içlerinde, içeriklerine göre, kullanılan sebzelere göre, hatta yapıldığı yörelere göre bile çeşitlilik gösteriyor..Kimi acılı bile olabilirken, bir diğer yörede bol nar ekşilisi tercih ediliyor…

Biber, kabak gibi klasik sebzelerle yapılabildiği gibi ilk duyduğumda beni çok şaşırtan soğan dolması, pırasa dolması, patates dolması gibi çeşitler de mevcut..Birbirinden harika sarmaları da unutmamak lazım tabi; asma yaprağıyla, lahanayla, pazıyla ve daha farklı pek çok çeşit yaprakla yapılanları var..

 

Sözün özü ağzımızın tadını biliyoruz:)..Birbirine yakışan tatları bir araya getirmeyi, emek harcamaktan çekinmeden unutulmaz lezzetler yaratmayı seviyoruz..Baharatlarımızın, sebzelerimizin çeşitliliği de büyük imkan sağlıyor elbette..

 

Ben de kendi arşivime şöyle bir göz attım. Pek çok dolma tarifi paylaşmışım ama biri için fırsat olmamış şimdiye kadar; “Karalahana Sarması”…

 

Daha  önce çorbasını paylaşmıştım karalahananın. O da gerçekten çok leziz oluyor. Bu sefer sıra Etli Karalahana Sarmasında.

 

İşte tarifi:

 

ETLİ KARALAHANA SARMASI

 

 

Malzemeleri:

 

2 bağ karalahana

300 gr. Yağsız dana kıyması

1 adet orta boy kuru soğan

1 çay bardağı pirinç

2 adet domates

yarım bağ maydanoz

yarım bağ dereotu

2 tatlı kaşığı kuru nane

2 yemek kaşığı domates salçası

1 tatlı kaşığı acı biber salçası

1 yemek kaşığı nar ekşisi

1 yemek kaşığı sıvıyağ

tuz, karabiber, toz kırmızı biber

 

Yapılışı:

 

Öncelikle bir tencereye su ve bir kaşık tuz koyup kaynatıyoruz. Karalahanaları yıkadıktan sonra birkaç tanesini kaynar suyun içine atıyoruz, ters düz edip hemen çıkartıyoruz, saplarını kesiyoruz. Bütün karalahana yapraklarına aynı işlemi uyguluyoruz. Sıcak sudan çıkan yaprakları bir süzgeç üzerine alıp soğumasını sağlıyoruz.

 Diğer tarafta dolmanın içi için soğanları yemeklik doğruyoruz. Domateslerin kabuklarını soyup minik küpler halinde kesip soğana ilave ediyoruz. Pirinci de yıkayıp ilave ediyoruz. Kıymayı, ince ince doğradığımız maydonoz ve dereotunu, domates salçasının bir kaşığını, biber salçasını, nar ekşisini, sıvıyağı ve baharatları da ilave edip iyice karıştırarak iç malzemesini hazırlıyoruz.

Soğuyan karalahana yapraklarının ortadaki damarı sertse bıçakla alıyoruz. Yaprakların büyüklüğüne göre ikiye yada üçe bölüp içine iç malzemesinden koyarak sarıyoruz (kısa ve hafif şişman dolmalar olacak şekilde:)).

Dolmaları pişireceğimiz tencerenin en altına kesip ayırdığımız lahana saplarını koyuyoruz. Üzerine dolmaları diziyoruz. En üste birkaç tane karalahana yaprağı koyuyoruz ve dolmaların üzerini örtecek şekilde bir tabak kapatıyoruz (dolmalar pişerken dağılmasın diye). Diğer bir yemek kaşığı domates salçasını da kaynar suda eritip dolmaların üzerine döküyoruz (dolmaların üzerine gelecek kadar su konacak). Kısık ateşte yaklaşık 20-25 dakika kadar pişiriyoruz.

 

Sıcak sıcak, yanında yoğurtla servis ediyoruz.

 

Afiyet olsun:)…

NOHUTLU, BUĞDAYLI YOĞURT ÇORBASI

Şubat 1, 2010 - 1:14 pm 42 Comments

 

Havalar soğuk gittikçe benim canım çorba istiyor durmadan… Buzlukta daha önceden porsiyonluk kaplara paylaştırdığım tavuk suyu da olunca çeşit çeşit çorbalar pişiyor mutfakta..Bugün en sevdiğim çorbalardan birinin tarifini paylaşacağım; “Nohutlu, Buğdaylı Yoğurt Çorbası”…

 

Yoğurt çorbasında buğdayı pirinçten daha çok seviyorum ben, hele de nohutla beraber olunca çok doyurucu ve besleyici bir çorba çıkıyor ortaya…

 

Tarifimi paylaşacağım, ama daha önce Tuba arkadaşımın beni davet ettiği bloglar arası bir oyuna cevap vermem gerekiyor..Tuba’ya bu daveti için çok teşekkür ediyorum:). Bu arada Tuba benim Kremalı Tart Kek tarifimi deneyip sitesinde paylaşmış. Tariften memnun olması beni o kadar mutlu etti ki:)..

 

Oyunda 7 maddede kendimi tanıtmam isteniyordu..(insanın kendini anlatması zor oluyor gerçekten de)

 

  1. Blogumun adı gibi fazlaca kırılgan ve duygusalım..Bu özellik zaman zaman beni zorlamıyor değil..
  2. Hayatımın bir alanında mutlaka sanatla ilgili bir şey olsun isterim..Yağlı boya resim yapıyorum, fotoğraf sanatıyla ilgileniyorum..Şiir okumayı çok severim, bazen de kendim şiir yazıyorum.
  3. Fazlaca düzenliyimdir. Ortada bir dağınıklık varsa düzeltmeden rahat oturamam (tamam, biraz takıntı boyutunda:)). 
  4. Gezmeyi; farklı yerler, farklı kültürler tanımayı, farklı kültürlerin mutfaklarından denemeler yapmayı severim.. 
  5. İlk okul yıllarımdan üniversite dönemi bitene kadar geçen sürede hep günlük yazdım..Şimdi de blogumla bu ihtiyacı farklı bir şekilde karşılıyorum:). 
  6. İnsan davranışlarında yapmacıklığa ve yalana tahammülüm yoktur..
  7. Şanslıyım çünkü sevdiğim yemekler hep sağlıklı yemeklerdir; tam bir sebze-meyve düşkünüyüm. Ege yemeklerini ve zeytinyağlıları çok severim. Sağlıklı beslenme alışkanlığı küçüklüğümden beri ailemin bana kazandırdığı bir özelliktir.

 

Şimdi gelelim tarifimize:

 

( Not: Resimler gece çekilmek zorunda kaldığı için biraz karanlık çıktılar..Fotoğraflarımı hep gün ışığında çekmeyi tercih ediyorum ama sabah erkenden işe gidince bazen mümkün olamıyor bu..)

 

NOHUTLU, BUĞDAYLI YOĞURT ÇORBASI

 

 

Malzemeleri:

 

1 çay bardağı buğday

1 su bardağı haşlanmış nohut

yarım kg. yoğurt

2 su bardağı tavuk suyu (et suyu ya da normal su da kullanılabilir)

1 yumurtanın sarısı

1 tepeleme yemek kaşığı un

 

üzerine:

 

tereyağı (ya da zeytinyağı)

kuru nane

 

Yapılışı:

 

Bir gece önceden buğdayları yıkayıp, üzerini geçecek kadar suyla bir taşım kaynatıp, ocağın altını kapatıyoruz. Bu şekilde bir gece bekleyip şişiyor buğdaylar.

Ertesi gün bir kapta yoğurdu, unu ve yumurta sarısını iyice karıştırıyoruz. Buğdayların üzerine yoğurtlu karışımı ve tavuk suyunu ilave ediyoruz (bu aşamada bütün malzemeler soğuk durumda). Kıvamına bakıp, gerekirse biraz da su ekliyoruz. Kısık ateşte kaynayıncaya kadar karıştırarak pişiriyoruz. Çorba kaynayınca içine haşlanmış nohutları ve tuzu ilave ediyoruz. 5-6 dakika daha kaynadıktan sonra ocağı söndürüyoruz.

 

Çorbanın üzerine eritilmiş yağ ve kuru nane karışımından döküp, sıcak sıcak servis ediyoruz.

 

Afiyet Olsun:)..