Archive for the ‘ETKİNLİKLER’ Category

GÜZEL BİR BAHAR ŞENLİĞİ DUYURUSU VE ANKARALI BLOG YAZARLARI BULUŞMASI

Haziran 15, 2011 - 9:40 am 4 Comments

Dün Acemi Aşçı Blogunun sahibi İpek Hanım bu Cumartesi günü gerçekleşecek güzel bir organizasyondan haberdar etti beni.

Kavaklıderem Derneğinin her yıl Haziran ayında düzenlediği Bahar Şenliği bu Cumartesi günü gerçekleşecekmiş. Ve bu sene, diğer yıllardan farklı olarak bu şenlik Ankara’lı blog yazarlarını da bir araya getirecekmiş.

Pek çok güzel etkinliğin yapılacağı şenlikte blog yazarları isterlerse bizler için ayrılacak özel masada yiyeceklerini ya da başka el işi ürünlerini de satma veya tanıtma imkanı bulabileceklermiş. Böylece isterlerse Kavaklıderem derneğine de katkıda bulunabilirler.

En güzeli de Ankaralı blog yazarları olarak bir araya gelip, tanışma imkanı bulmak olacak:). Ben de o gün şenliğe uğrayıp, o güzel atmosferde, blog yazarı arkadaşlarımla tanışmayı çok istiyorum.

Şenliğin ayrıntılarına İpek Hanım’ın güzel blogundan ulaşabilirsiniz; buraya tıklamanız yeterli:).

Bu güzel organizasyonu üstlendiği ve beni de haberdar ettiği için kendisine çok teşekkür ediyorum…

MEYVE ŞEKERLEMELİ DONDURMA VE YE #45 DONDURMA ETKİNLİĞİ

Mayıs 21, 2009 - 12:49 pm 28 Comments

Bu ayın yemek etkinliği konusunu görünce “tamam” dedim, “ne kadar yoğun olursam olayım bu etkinliğe katılacağım”. Bunca zamandır beklediğim an gelmişti sanki; bu ayın konusu “Dondurma”ymış:).

Aile içinde “dondurma canavarı” olarak tabir edilen ben, sıcakların başlamasıyla bu favori tatlıma daha çok yöneldim. Neden bilmiyorum ama dondurmayı gerçekten çok seviyorum. Öyle ki bazen annemlere “ben yemek yemesem de onun yerine dondurma yesem” gibi tuhaf öneriler sunuyorum (elbette ki kabul edilmiyor:)).

Yazın buzluğumda dondurma dursa bir türlü, durmasa bir türlü… Evde dondurma olmasa biliyorum ki benim dondurma krizim gelecek ve mutsuz olacağım. Evde dondurma olsa, bu konuda ayarım olmadığı için tüm kutuyu silip süpüreceğim bu sefer de “neden bu kadar yedim ki sanki” deyip mutsuz olacağım:). İşte böyle tuhaf, tatlı bir ilişkimiz var dondurmayla..

Yasemin’e bu güzel etkinliğe ev sahipliği yaptığı için teşekkür ediyor, başarılar diliyorum…

Ben etkinlik için, çoktandır evde, neyin içinde kullanılacağına karar verilmediğinden durup duran meyve şekerlemeleriyle dondurma yaptım. Dondurmacılarda Tutti Frutti Dondurma diye satılan dondurmaya benzedi. Biz çok sevdik.

Evde dondurma yapmak hem çok keyifli hem de hijyeninden emin oluyorsunuz. Yalnız, biraz vakit alıyor. Bir de ben, malzemelerde saf salep kullandığım için salebin fiyatı bana oldukça pahalı geldi. Yine de arada sırada ev usulü dondurma keyfi yapmak için değer:).

İşte tarifi:

MEYVE ŞEKERLEMELİ DONDURMA

Malzemeleri:

1 lt süt

1 küçük kutu krema (200ml)

1 su bardağı toz şeker

1 yemek kaşığı salep

1 paket vanilya

1 su bardağı meyve şekerlemesi (bazı kuruyemişçilerde bulunabiliyor)

Yapılışı:

Not: Ben öncelikle, şekerlerinin gitmesi ve yumuşamaları için meyve şekerlemelerini ılık süt dolu bir kapta 15-20 dakika kadar beklettim, daha sonra süzgeçte süzdüm. Meyve şekerlemelerinin oldukça fazla şekeri olduğu için dondurmanın şeker ölçüsünü bozmasını istemedim.

İlk olarak, sütü bir tencerede 10 dakika kadar ara ara karıştırarak kaynatıyoruz. Şekeri ve salebi kaynayan süte ilave edip 15-20 dakika daha karıştırarak kaynatmaya devam ediyoruz. En son olarak vanilyayı, meyve şekerlemelerini ve kremayı ekliyoruz. Birkaç dakika da bu şekilde kaynattıktan sonra ocağı söndürüyoruz. Dondurmayı ara sıra karıştırarak oda sıcaklığına getiriyoruz. Oda sıcaklığına gelen dondurmayı bir kaba boşaltıp derin dondurucuya kaldırıyoruz. Birkaç saat arayla dondurmayı çıkarıp karıştırırsak kıvamı daha güzel oluyor. Mümkünse bir gece dondurmayı derin dondurucuda bekletip, daha sonra dondurma kaşığıyla şekil verip servis ediyoruz.

Afiyet olsun:)…

MİS KOKULU ÇÖREKLER VE PORSELEN DEMLİK ÇAY SAATİ ETKİNLİĞİ 13

Şubat 4, 2008 - 12:46 pm 30 Comments

Hünerli Eller blogunun sahibi arkadaşım beni Porselen Demlik çay saati etkinliğine davet etmiş. Ben de onun bu nazik davetine mayalı bir çörekle katılmak istedim.

Bu çörekler pişerken mutfağı mahlep ve mayanın kokularına bürüyor..İşte çörek yapmanın en güzel yanı da bu bence. Pek çok akşam işten eve geldiğimizde anneciğim bizi benzer kokularla karşılar, babamla ben de tahmin yürütmeye başlarız. Kek, kurabiye, çörek cinsleri sayılır birbiri ardına. Çoğu kez ben kazanırım bu tahmin yürütmece oyununu, güvenirim bu duyuma:).

Bu kez sırf bu nefis koku için ben sıvadım kolları geçtim mutfağa. Sonuçta oldukça fazla sayıda mahlep kokulu mini mini açma benzeri (açma kadar yağlı değil ama görüntüsü açmayı andırıyor) çöreğimiz oldu. Ben bu kez de yine (her hamur işinde yaptığım gibi) tam buğday unu kullandım.

Hünerli Ellere daveti için teşekkür ediyorum ve etkinliğinde kolaylıklar diliyorum.

İşte çöreklerimin tarifi:

MAHLEPLİ ÇÖREK

Malzemeleri:

1 paket instant maya
1 su bardağı sıvıyağ
2 su bardağı ılık süt (süt-su karışımı da olabilir)
3 yemek kaşığı şeker
1 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı mahlep
alabildiği kadar un

Üzerine:

1 adet çırpılmış yumurta
çörek otu

Yapılışı:

Bir kapta sıvı malzemeleri karıştırıyoruz, üzerine unu, mayayı, şekeri, tuzu ve mahlebi ekliyoruz. Gerektikçe un ilave ederek yumuşak, hafifçe ele yapışan kıvamda bir hamur elde ediyoruz. Kabın üzerini iyice örterek yaklaşık 1 saat kadar hamuru kabarmaya bırakıyoruz. Hamur kabardıktan sonra istediğimiz büyüklükte parçalar koparıp rulo haline getiriyoruz, her ruloyu bükerek düğüm atar gibi şekil veriyoruz (açma şekli). Yağlı kağıt serili tepsiye dizdiğimiz çöreklerin üzerine çırpılmış yumurta sürüp çörek otu serperek önceden 180 dereceye ısıtılmış fırında pişiriyoruz.

Afiyet Olsun..

YE#30 DÜNYA MUTFAKLARI: HİNDİSTAN’DAN HAVUÇ HELVASI

Ocak 14, 2008 - 10:55 pm 26 Comments

Bu ayın YE etkinliği ev sahibesi Sevgili Tuba bizler için konu olarak Dünya Mutfaklarını seçmiş. Bence bu harika bir konu..

Başka ülkelerin insanları, kültürleri, yemekleri benim merakımı hep cezbeden konulardandır. Zaman ve imkan el verdiğince gittiğim, gezdiğim, yemeklerini tattığım ülkeler oldu. Ama dünya böylesi büyük, kültürler böyle çeşitliyken her zaman kendimin tecrübe edemeyeceği noktalar kalacaktır elbet..
Bloglarımız sayesinde zaten her gün bilgi birikimimize eklemeler yapıyor, pek çok şey öğreniyoruz, şimdi bir de bu etkinlikte edineceğimiz bilgiler, öğreneceğimiz tarifler sayesinde pek çok ülkenin mutfağına daha da aşina hale geleceğiz:). Şimdiden gelecek tarifleri büyük merak ve sabırsızlıkla bekliyorum.
Ev sahipliği yapacak olan Sevgili Tuba’ya şimdiden teşekkür ediyor ve kolaylıklar diliyorum…

Gelelim benim tarifime..Geçenlerde halamlara gittiğimde, halam bana değişik bir tatlı ikram etmişti. Yerken, tereyağının aromasını rahatlıkla hissettiğiniz, havucun sebze tadından tamamen kurtulup; üzüm, ceviz ve tarçın üçlüsüyle (benim için muhteşem üçlü:)) bambaşka bir lezzete büründüğü bu tatlının bir Hindistan tatlısı olduğunu söyledi halam bana. Eniştem işleri nedeniyle sık sık Hindistan’a gittiğinden orada tadıp beğenmiş bu tatlıyı, adı Havuç Helvası. Gelince de hemen denemeye koyulmuşlar beraber. Ortaya da bu değişik ve yapımı da bir o kadar pratik tatlı çıkmış.

Ben de genel malzemelere sadık kalarak, ölçüleri kendimize göre ayarlayıp, evde denedim Havuç Helvasını. Dediğim gibi değişik bir tatlı oldu, sevdik ve yedik. Yine de sık sık yapacağım bir tatlı olduğunu söyleyemem (onun yerine şöyle bol fıstıklı bir irmik helvasını tercih ederim doğrusu:)).

Bu tatlıyı tanımamı sağlayan halam ve enişteme buradan teşekkürler:).

Deneyecek olanlara da şimdiden afiyet olsun diyorum:).

HAVUÇ HELVASI (HİNDİSTAN’DAN)


Malzemeler:

1 kg havuç
2 yemek kaşığı tereyağ
1 yemek kaşığı sıvıyağ
1 su bardağından 1 parmak eksik toz şeker
2 su bardağı ılık süt
1 su bardağı iri dövülmüş ceviz
1 su bardağı kuru üzüm
1 tatlı kaşığı tarçın


Yapılışı:

Havuçları rendeleyip hazırlıyoruz. Bir tencereye yağları ve cevizi koyup cevizi çok hafif kavuruyoruz. Üzerine havuçları ilave edip rengi değişene kadar kavurmaya devam ediyoruz. Havuçlara şekeri ekleyip biraz karıştırdıktan sonra sütü ilave edip havuçlar sütü iyice çekene kadar pişiriyoruz. Havuçlar sütü iyice çekip bir müddet daha kavrulduktan sonra ocağı kapatıyoruz. Üzümleri ve tarçını de ekleyip iyice karıştırıyoruz. İster ılık isterse soğuk olarak servis ediyoruz. Servis yaparken istenirse üzerine biraz daha tarçın serpilebilir.

YE#29 ZEYTİNYAĞLILAR, ZEYTİNYAĞLI PIRASA VE BARBUNYA

Aralık 14, 2007 - 3:04 pm 58 Comments

Bu ayki etkinliğin konusunu duyunca ayrıca bir mutluluk hissettim. Nedeni ise tam bir sebze düşkünü oluşum. Bunun nedeni küçüklüğüme kadar uzanıyor aslında..
Abim ve ben küçükken bizim yemeklerimiz annem için ayrı bir uğraş konusuymuş. O zamanlardan hafızama takılan kareler var aklımda; annem mutfakta bize çeşit çeşit sebzelerden çorba hazırlardı, meyve salataları, püreleri yapardı ve yemeğimizi sevip ondan tam fayda sağlayabilmemiz için güzel güzel süsler, bir şölen havasında yedirirdi.
Anneciğimin o günlerdeki bunca emeği, özverisi; abim ve bana sağlıklı bir yeme alışkanlığı olarak geri döndü. İkimiz de hiç yemek seçmeden büyüdük. Hatırlıyorum da ben 4-5 yaşlarındayken benim en sevdiğim atıştırmalıklar havuç ve salatalıktı. Evde, elimde bu ikisinden biri olur, hem yer hem de cimcimeliklerime devam ederdim:).
Bugünse en sevdiğim yemekler 1-zeytinyağlı pırasa 2- bamya ‘dır (bu ikisinin çoğu insan tarafından pek de tercih edilmediğinin farkındayım:)). Şimdi çok şanslıyım ki gerçekten sevdiğim yemekler sağlıklı şeyler, bunların en başında da “zeytinyağlı yemekler” geliyor elbette.
İşte bu ayın etkinlik konusu da “zeytinyağlı yemekler”. Öncelikle bu güzel konuyu seçip bizlere ev sahipliği yapacak olan Sıcak Paylaşımlar blogunun sahibi Sevgili Aysel’e çok teşekkür ediyorum. Onun ve etkinliğe katılacak diğer arkadaşlarımın sayelerinde yine birbirinden harika tariflerle buluşacağız:).

Ben etkinliğe benim favorilerim olan iki temel zeytinyağlı tarifiyle katılıyorum. Daha önce yayınladığım zeytinyağlıların tariflerine de altta verdiğim listede isimlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Ayrıca herkese sağlıklı, neşeli, güzel bir haftasonu dilerim:))..

ZEYTİNYAĞLI PIRASA


Malzemeleri:

1 kg pırasa
1 küçük boy kuru soğan
2 adet havuç
2 yemek kaşığı pirinç
1 tatlı kaşığı salça
yarım çay bardağı zeytinyağı
2 adet kesme şeker
tuz

Yapılışı:

Öncelikle pırasalarımızı 2-3 cm.lik dilimler halinde doğruyoruz. Diğer yanda yemeklik doğradığımız soğanı ve daire şeklinde kestiğimiz havuçları zeytinyağında kavuruyoruz. Soğanlara önce salçayı, sonra pırasaları ekleyip pırasalar hafif yumuşayana kadar kavurmaya devam ediyoruz. Pırasanın üzerini geçecek kadar kaynar su, şeker ve tuz ilavesi yapıyor, kaynayınca da pirinçlerimizi ekliyoruz ve pişiriyoruz. Zeytinyağlı pırasa piştikten sonra soğutup, limonla birlikte servis ediyoruz.

ZEYTİNYAĞLI BARBUNYA


Malzemeleri:

1 kg barbunya
1 orta boy kuru soğan
2 adet havuç
2 diş sarımsak
1 yemek kaşığı salça
yarım çay bardağı zeytinyağı
2 adet kesme şeker
tuz

üzeri için: maydanoz

Yapılışı:

İlk olarak barbunyaları ayıklayıp haşlıyoruz ve suyunu döküyoruz. Sonra yemeklik doğradığımız soğanı, ince doğranmış sarımsakları ve daire şeklinde kestiğimiz havuçları zeytinyağında kavuruyoruz. Bunlara salçayı ve barbunyayı da ekleyip, barbunyaların rengi dönene kadar kavurmaya devam ediyoruz, tuzu ve şekeri ekliyoruz. Üzerlerini geçecek kadar kaynar su döküp pişiriyoruz. Barbunyalar yumuşayıp pişince soğutup üzerine kıyılmış maydanoz serperek servis ediyoruz.

Afiyet olsun..

Daha Önce yayınladığım zeytinyağlılarım:

Zeytinyağlı Brokoli
Zeytinyağlı Yaprak Sarma
Zeytinyağlı Biber Dolması
Zeytinyağlı Enginar Kalbi
İç Baklalı Zeytinyağlı Enginar
Fasulye Pilaki

KAKAOLU SÜTLÜ KEK

Kasım 28, 2007 - 2:53 pm 22 Comments

Bu kekin tarifini yayınlayacakken yorumlar kısmında Sevgili Nurcan’ın davetini gördüm. Birkaç gündür arkadaşların sayfalarında görüyordum “Porselen Demlik Çay Etkinliği” başlığını, tam olarak keşfedememiştim. Tarif de tam denk gelince geçen gün annemin denediği bu kek tarifiyle etkinliğe katılabilirim diye düşündüm.

Öncelikle etkinlik başlığının bana hissettirdiklerinden söz edeyim birkaç kelime ile;

ÇAY bütün içecekler içinde bambaşka bir yere sahiptir benim için. Sabah kahvaltı öncesi, kahvaltıda, sonrasında, öğlen yemeğinden sonra, çalışırken ikindi vakitlerinde, akşam yemeğinden sonra hep sıcak bir bardak çayın hayali gelir gözümün önüne..Bizim evde çaydanlık her zaman fokurdar nitekim…Tamam, kabul, ben tam bir çay tiryakisiyim:). Porselen demlikte demlenen çayın ise keyfine doyulmaz..Öyleyse bu kez çayımızın yanına etkinlik tarifleri eşlik etsin..

Davet için teşekkürler Nurcan.

KAKAOLU SÜTLÜ KEK

Malzemeler:

4 adet yumurta
1 su bardağı toz şeker
yarım su bardağı sıvıyağ
1 su bardağı un (ben tam buğday unu kullandım)
1 su bardağı nişasta
3 yemek kaşığı kakao
1 su bardağı iri dövülmüş fındık
1 paket kabartma tozu

üzerine:
1 su bardağı süt

Yapılışı:

İlk olarak; yumurtalarla şekeri iyice çırpıyoruz. Daha sonra yağı, unu, nişastayı, kakaoyu, kabartma tozunu ve fındığı ekleyip iyice karıştırıyoruz. Yağlanmış bir borcam kaba ya da kek kalıbına karışımı döküp, 175 dereceye ısıtılmış fırında 40 dk kadar pişiriyoruz. Kek pişince sıcakken üzerine 1 bardak soğuk sütü döküp iyice içine çekmesini bekliyoruz.
Afiyet olsuuuuun:).

Not:

  • Bu kekin dokusu çok farklı, çok güzeldi, sanırım bu içindeki nişastayla ilgili
  • Ben evde olan malzemeleri düşünerek çikolatalarla servis yaptım. Ama eğer kaymaklı dondurma ile servis edilirse çok daha güzel olacağını düşünüyorum.

YE#27 KARADENİZ YEMEKLERİ: KARALAHANA ÇORBASI

Ekim 14, 2007 - 1:52 pm 32 Comments

Eveeet, işte yeni bir ay ve yeni bir YE etkinliği daha geldi. Bu ayın konusu Karadeniz’in doğası ve insanı kadar güzel olan yemekleri.
Etkinliğe güzel blogunda ev sahipliği yapacak olan Yeşim’e şimdiden misafirperverliği için çok teşekkürler ediyorum. Eminim bu etkinlik sayesinde çok zengin bir Karadeniz Yemekleri arşivimiz olacak.

Benim tarifim yıllar önce teyzemden öğrendiğimiz ve yıllardır severek yapıp yediğimiz Karalahana Çorbası.

KARALAHANA ÇORBASI


Malzemeler:

1 adet orta boy soğan
2 diş sarımsak
1 bağ kara lahana
2 yemek kaşığı sıvıyağ
2 yemek kaşığı mısır unu
2 yemek kaşığı domates salçası
yarım su bardağı haşlanmış barbunya
yarım su bardağı haşlanmış mısır (ben konserve mısır kullandım)
tuz

Yapılışı:

Öncelikle küçük doğradığımız sarımsakları ve yemeklik doğradığımız soğanları yağda kavuruyoruz. Kavrulan soğanlara mısır ununu da ekleyip pişirmeye devam ediyoruz. Sonra salçayı da ekleyip kokusu çıkana kadar kavuruyoruz. Diğer yanda karalahanaları yıkayıp ince ince kıyıyoruz ve tencereye ilave ediyoruz. Hepsini bir süre karıştırdıktan sonra üzerlerini geçecek kadar kaynar su ilave ediyor, çorba kaynadıktan sonra da tuz, haşlanmış barbunya ve mısırları ekliyoruz. Hepsini yumuşayana kadar pişirdikten sonra servis yapıyoruz.

Herkese afiyet olsun..

YE#26 VE KÖZLENMİŞ PATLICAN SALATASI

Eylül 14, 2007 - 1:23 pm 24 Comments

Tatil rehavetinden çıkar mıyım çıkmaz mıyım derken kendimi nasıl bir iş temposu içinde buldum anlatamam. O kadar yetiştirilecek iş arasında mümkün değil zaten rehavete kapılmak:). Ama bu yoğun tempo iyi oldu doğrusu, beni kendime getirdi.
Zaten çalışmak sıkıntıya da ilaç gibi geliyor, bir şeyler üretmek, faydalı olma duygusunu hissetmek çok güzel.

Bu yoğun temponun dezavantajı da oldu gerçi; o da mutfağa ve bloguma fazla zaman ayıramamamdı. Ama yaklaşan bir yemek etkinliğinin de bensiz geçip gitmesini istemedim doğrusu:). O yüzden bizim evin en çok sevilen mezelerinden biri olan annemin közlenmiş patlıcan salatasının tarifini vererek katılmak istedim ben de etkinliğe.

Bizim evde zeytinyağlı yemekler, salatalar çok sevildiği için sık sık yapılır. Bu yüzden, zamansızlığıma rağmen bu ayın konusunda çok zorluk çekmedim. Sadece hangi tarifi yayınlamak istediğime karar vermek biraz zor oldu ama sonuçta, hepimizin “hergün olsa yeriz” dediği, anneciğimin közlenmiş patlıcan salatasında karar kıldım. Patlıcan salatasını farklı farklı yerlerde değişik şekillerde yemiş olsam da her zaman için favorim bu tarif olmuştur.

Öncelikle bu ayın etkinliğine ev sahipliği yapan, güzel blogu, güzel cafesinde bizleri ağırlayacak olan sevgili Serpil’e gönülden teşekkür ediyorum. Eminim bu güzel cafede birbirinden leziz, yepyeni tariflerle karşılaşacağız.

İşte bu da benim tarifim:) :

KÖZLENMİŞ PATLICAN SALATASI


Malzemeler:

5 Adet Orta Boy Patlıcan
2 Adet Orta Boy Kuru Soğan
2 Adet Domates
3 Adet Sivri Biber (Acı Sevenler Mutlaka Acı Kullanmalı)
Maydanoz
Elma Sirkesi
Zeytinyağı
Tuz

Yapılışı:

Öncelikle patlıcanları ocakta iyice közleyip kabuklarını soyuyor ve küçük küçük doğruyoruz. Daha sonra soğanları yemeklik doğrayıp, domatesleri de küçük küpler halinde kesiyoruz. Tüm bu malzemelere ince doğradığımız sivri biberleri de ekleyip güzelce karıştırıyoruz. Hepsinin üzerini de bir tutam kıyılmış maydonozla süslüyoruz. Tuzu, elma sirkesini ve zeytinyağını damak tadımıza göre ayarlayıp (bol sirkeli olmasını şiddetle tavsiye ederim:)) ilave ediyoruz.

Herkese afiyet olsun:).

YE#25 KAHVALTI: MISIRLI KAHVALTI ÇÖREĞİ VE KISA BİR MOLA DAHA:)

Ağustos 19, 2007 - 5:33 pm 25 Comments

Kahvaltı etkinliği için tatlı bir kek tarifi vermiştim. Bu kez de içinde mısır unu olan tuzlu bir çörek tarifi veriyorum. Böylece kahvaltıda tatlı lezzetlerden hoşlananlar kadar tercihini tuzlulardan yana yapanlara da hitap edebilirim diye düşündüm:).
Bu yazıda bir de küçük “veda” yapacağım. Şimdi diyeceksiniz “kelebek de bu sene amma tatil yaptı” diye. Valla suç benim değil, ben şu an için hala bizimkilere (annem-babam) bağlı olduğum için (ki bu durumdan hiç mi hiç şikayetçi değilim aslında;)), onlar nereye ben oraya:).
Seçim için yarıda kestiğimiz tatili tamamlamaya gidiyoruz şimdi. Oradan sizlere bol bol deniz havası, dalga sesi ve güneş parıltısı getirmeyi planlıyorum:). Siz de benim yokluğumda beni özleyin:), geldiğimde kocamaaaan bir kucaklaşma yapalım…

Şimdi sıra tarifimize gelsin. Herkese afiyet, bal, şeker olsun:).


Mısır Unlu Çörek

Malzemeler:
4 adet yumurta
yarım su bardağı sıvıyağ
1 su bardağı süt
3 yemek kaşığı yoğurt
1,5 su bardağı mısır unu
1,5 su bardağı un
1 paket hellim peyniri (tavla zarı gibi doğranmış)
1 su bardağı konserve mısır
3 adet sosis (tavla zarı gibi doğranmış, bir kısmını da üzerini süslemek için yuvarlak doğrayabiliriz)
1 çay kaşığı tuz
1 paket kabartma tozu
Yapılışı:
Bir karıştırma kabında yumurtaları tuz ile iyice köpürtene kadar mikserle karıştırıyoruz. Daha sonra sırasıyla yağı, sütü, yoğurdu, unları ve kabartma tozunu ekliyoruz. Hepsini iyice karıştırdıktan sonra sosisin bir kısmını süsleme için ayırıp, geri kalan sosisleri, hellim peynirini ve mısırı ilave ediyoruz. Son olarak bu karışımı; yağlayıp, mısır unu serptiğimiz fırın kabına boşaltıyoruz. Ben bu malzemelerle fotoğrafta görünen iki borcam tepside pişirdim. Birini, ayırdığım sosislerle süslerken diğer tepsiyi sade bıraktım. Çöreğimizi 175 dereceye ısıtılmış fırında üzeri kızarana kadar pişiriyoruz, daha sonra dilimleyerek servis yapıyoruz.
Not: Ben tatildeyken yorumlara cevap yazamazsam kusura bakmayın arkadaşlarım. Ara ara fırsat bulup bağlanmaya çalışacağım yine de:).

YE#25 KAHVALTI: KAHVALTI KEKİ

Ağustos 13, 2007 - 10:03 pm 30 Comments
Yine bir etkinlik daha geldi çattı:). Bu sefer konumuz “kahvaltı”. Öncelikle etkinliğimize ev sahipliği yapan İrem ve Sahra’ya seçtikleri bu kapsamlı ve güzel konu için teşekkür ediyorum. Ve daha şimdiden etkinliğe gelecek birbirinden güzel tarifleri sabırsızlıkla bekliyorum.
Zaman su gibi akıp geçiyor sanki, haftasonu geçti yeni bir haftaya başladık derken yine ortalayıveriyoruz haftayı. Haftanın o yoğun koşuşturmacaları arasında çoğumuz kahvaltı etmeyi ihmal ediyoruz ya da sağlıksız şeylerle geçiştiriyoruz. Ama aslında en çok önem vermemiz gereken öğündür kahvaltı. Küçüklüğümüzden beri ailemin, bana ve abime kazandırdığı en güzel alışkanlıklardan biri kahvaltıyı sağlam yapmaktı. Bize göre güne iyi başlamanın, gün içinde güçlü ve zinde olmanın sırrı kahvaltıyı iyi yapmaktan geçiyor.
Bir de biz, kahvaltılarda hem farklı tat bulundurma açısından, hem de içine koyduğumuz malzemelerin besleyiciliği sayesinde başlı başına kahvaltı sayılabileceğinden, çoğunlukla kek ve kurabiyeler yaparız kahvaltılarımız için. Ben de bu sefer kahvaltılarımızın olmazsa olmazı haline gelen klasik kekimizi elma dilimleriyle süsleyip pişirdim.

Yanında bir bardak çayla bu kekten yenen bir dilim; gerçekten hem pratik hem de besleyici bir kahvaltı alternatifi.
Deneyecek olanlara şimdiden afiyet olsun.

ELMALI KAHVALTI KEKİ

Malzemeleri:

4 adet yumurta
1 su bardağı toz şeker
yarım su bardağından biraz fazla sıvıyağ
1 su bardağı süt
2,5 su bardağı un (ben tam buğday unu kullandım)
yarım su bardağı buğday nişastası
1 su bardağı iri dövülmüş ceviz
1 su bardağı kuru üzüm
1 yemek kaşığı tarçın (yoğun tarçın aroması sevmeyenler 1 tatlı kaşığı kullansa daha iyi olur)
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
2 adet elma
Yapılışı:
Öncelikle yumurtalarla şekeri, şeker eriyene kadar güzelce çırpıyoruz. Daha sonra yağı, sütü, unu, nişastayı, vanilyayı, kabartma tozunu, tarçını, cevizi ve üzümü de ekleyip iyice karıştırıyoruz. Yağladığımız kek kalıbına karışımı döküp üzerine soyup ince ince doğradığımız elmaları diziyoruz (ben parlaklık vermesi açısından elma dilimlerinin üzerine biraz üzüm pekmezi sürdüm). 175Cº’de 40-45 dakika kadar pişiriyoruz.