Archive for Aralık, 2008

HOŞGELDİN 2009:))

Aralık 30, 2008 - 3:32 pm 20 Comments

İşte bir yılı da acısıyla tatlısıyla geride bıraktık…

Geriye dönüp de baktığımda dolu dolu geçen bir sene görüyorum ve içinde bir yerlerde hiç büyümeyen bir tarafı da olsa artık çok daha olgunlaşmış bir Aslı..

Bu, blogumda kutladığım 3. yılbaşı…Daha nice seneler burdan yeni yıl dileklerimi paylaşmayı umuyorum.

Dilerim 2009 ile birlikte bütün sıkıntılarımız geride kalır..Herkese sağlık, huzur ve mutluluk dolu, hüzünlerden uzak bir yıl diliyorum.

YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN:)…..

MEYVE ŞEKERLEMELİ CEVİZLİ BİSCOTTİ

Aralık 26, 2008 - 4:57 pm 30 Comments

 

Geçen yazımda anneciğimin bu hafta bir operasyon geçireceğinden bahsetmiştim. Çok şükür başarılı bir operasyon oldu. Şimdi evde dinleniyor, ben de bu hafta onunla birlikteyim; günden güne daha iyi olduğunu görmek beni çok mutlu ediyor. Bir hafta kadar sonra pataloji sonuçlarını alacağız. İnşallah o da iyi sonuçlanacak, dualarımız hep bu yönde.

Bu bekleme süresinde sizden yine dualarınızı rica edeceğim arkadaşlar. Sizin destekleriniz benim için çok önemli, yazdıklarınız o kadar iyi geliyor ki anlatamam. Güzel dileklerinizin, dualarınızın benimle birlikte olduğunu bilmek çok güzel…Hepinize çok teşekkürler..

Bu hafta annemle beraber evde olunca mutfakta denemeler yapma fırsatı da buldum. Şimdiye kadar hep pastanelerden satın alıp çok severek yediğimiz “biscotti”leri ne zamandır evde kendim denemek istiyordum. En sonunda bugün buna fırsat bulabildim.

Biscotti; İtalyanca’da iki kez pişirilmiş demekmiş. Zaten bu güzel kurabiyelerin kıtır kıtır lezzetinin sırrı da buradan gelmekte..

Evde kalan son bir kase kuru meyve şekerlemelerimi de bu tarifle değerlendirmek istedim. Bendeki şekerlemeler biraz tatlıca olduğu için ve yumuşatma amaçlı olarak biraz sütte beklettim ve süzdükten sonra kullandım meyve şekerlemelerini.

 

İşte bu harika kurabiyelerin tarifi:

 

MEYVE ŞEKERLEMELİ CEVİZLİ BİSCOTTİ

 

 

 

Malzemeler:

 

3 adet yumurta

1 su bardağı toz şeker

1 su bardağından 2 parmak eksik zeytinyağı ve eritilmiş tereyağı karışımı

3 su bardağı un (ben tam buğday unu kullandım)

1 paket kabartma tozu

1 paket vanilya

1 kase kuru meyve şekerlemesi (sütte bekletilip yumuşatılmış ve süzülmüş)

1 su bardağı iri dövülmüş ceviz

 

Yapılışı:

 

Toz şekeri, yağları, yumurtaları bir karıştırma kabına alıp, kaşıkla iyice karıştırıyoruz. Üzerine meyve şekerlemelerini ve cevizi ekliyoruz. Unu, kabartma tozunu ve vanilyayı da ilave edip kaşıkla hepsinin güzelce karışmasını sağlıyoruz. Ele oldukça yapışan, çok yumuşak bir hamur elde ediyoruz. Elimizi unlayıp hamuru iki eşit parçaya ayırıyoruz ve her bir parçayı yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine uzun bir rulo yaparak koyuyoruz. Gerektiğince elimizi unlayıp iki rulonun da üzerlerine hafifçe bastırarak yassılaştırıyoruz.

 

 

 

Önceden 175C°’ye ısıtılmış fırında 25 dakika kadar (rulolar hafifçe kızarana dek) pişiriyoruz. Daha sonra tepsiyi dışarı alıp 20-25 dakika kadar ruloların soğumasını bekliyoruz.

 

 

Soğuyan ruloları tırtıklı bir bıçakla, verev şekilde, 1,5-2 cm eninde dilimliyoruz. Dilimlediğimiz kurabiyeleri geniş kısımları üste bakacak şekilde fırın telinin üzerine alıp, 150C°’ye ısıtılmış fırında 20-25 dakika kadar iyice kurumalarını sağlıyoruz.

 

 

Kıtır kıtır bu kurabiyeler çok uzun süre de tazeliğini kaybetmiyor.

 

Afiyet olsun:)..

KEŞKÜL

Aralık 19, 2008 - 9:43 am 30 Comments

 

Tatlı şeyler düşünmeye ihtiyacım var bu ara..O yüzden bu tatlı tarifi…

Güzel şeyler düşünmeli, güzel gelişmelere, iyi sonuçlara kapılarımı sonuna kadar açmalıyım böylece.

Önümüzdeki hafta annecim bir operasyon geçirecek; bütün düşüncelerimde o var şimdi. Ama dedim ya; her şey iyi olacak. Bu operasyonun iyi sonuçlanması çok önemli, bu yüzden arkadaşlarım siz de dualarınızı bizden eksik etmeyin olur mu?

 

Ben bir süre ihmal edebilirim belki sitemi, ziyaretlerimi, tam bilemiyorum. Ama inşallah en kısa sürede mutlu haberlerle geri gelip yazılarıma devam edeceğim.

 

Şimdi tatlı düşünmek gerek dedim ya, sizlere leziz mi leziz, geleneksel bir tatlımızın; Keşkülün tarifini vermek istiyorum.

(Tarif Dr. Oetker’in pirinç unu paketinin arkasından alınmıştır.)

 

KEŞKÜL

 

 

 

Malzemeleri

 

3,5 su bardağı süt

1,5 çay bardağı tozşeker

1/2 çay bardağı ince dövülmüş badem

2 yemek kaşığı hindistan cevizi rendesi

1 paket dr.oetker pirinç unu- 35 gr

 

Yapılışı:

 

Süt dışındaki malzemeleri bir tencereye alıp karıştırıyoruz. Üzerine sütü azar azar ekleyip çırparak bütün malzemelerin iyice karışmasını sağlıyoruz. Ocağa alıp kaynayıncaya kadar karıştırmaya devam ediyoruz. Tatlı kaynamaya başlayınca 5 dakika kadar daha pişirip kaselere paylaştırıyoruz. Önce oda ısısına getirip sonra buzdolabında iyice soğumalarını sağlıyoruz.

Üzerini isterseniz tarçın, hindistan cevizi rendesi ya da benim yaptığım gibi çekilmiş badem ve badem taneleriyle süsleyebilirsiniz.

 

Afiyet Olsun:).

BAYRAMDAN GERİYE KALANLAR…KARNABAHAR GRATEN

Aralık 15, 2008 - 2:50 pm 36 Comments

Bayram ha geldi ha gelecek derken koca bir bayram tatilini geride bıraktık bile..

Ben yine her zamanki gibi bayramda da oldukça yoğun ve hareketliydim:). Zaten bayramlar bu koşturmacalarıyla ayrı bir güzel değil midir?

 

Bayramın ilk iki günü Ankara’daydık. Bu iki güne sayısını unuttuğum akraba ziyaretlerini sığdırdık..Her yerde ikram edilenlerden, karşınızdakini kırmamak adına, biraz biraz tadarak, mide fesadı kıvamına da gelmedik değil hani:)..

 

Altta resmini gördüğünüz bu harika sofra anneciğimin bayram kahvaltı sofrası. Fotoğrafta kekler, börekler ve bir bayram klasiği kavurma çıkmamış. Sağolsun annecim her bayram böyle muhteşem sofralar hazırlar. Tabi en güzeli bu bayram kahvaltı sofralarının insanları bir araya toplayıcılığıdır. Akrabalarla uzun uzun sohbetler yapılan bayram kahvaltılarının tadına hiç doyulmaz.

 

 

 

 

Bayramın 3. ve 4. günü de Eskişehir’e gittik, oradaki akrabaları gördük, anneannemle dedemin mezarlarını ziyaret ettik. Aslen Ankaralı olmama rağmen; anne tarafından Eskişehirli olduğumdan ve çocukluğum en güzel zamanları orada, anneannemlerle beraber geçtiğinden, kendimi hep Eskişehirli hissederim.

 

Çok uzun zamandır öyle gezmek için gitmemiştik Eskişehir’e. Dedemden sonra anneannem de vefat edince benim için daha çok hüzün demekti Eskişehir artık. Onlar da olmayınca zor geliyordu Eskişehir’e gitmek. Ama bu bayram gittik, iyi ki de gitmişiz. Ne kadar değişmiş, güzelleşmiş Eskişehir. Avrupa kenti gibi, Venedik gibi olmuş diye  anlatıyorlardı; gerçekten dedikleri gibi varmış. Mutlaka gidilip görülmeli, gezilmeli her yanı..Biz iki günde oranın da tadına vardık. Dayımlar gezdirdi bizi, soğuğa inat neredeyse tüm şehri yürüyerek dolaştık:).

 

Eskişehir’den birkaç fotoğraf:

 

 

 

 

 

Eskişehir’den dönünce, tüm aileyi bende toplamak istedim. Yine kocaman bir aile sofrasında tatlı tatlı yemekler yendi, sohbetler edildi. Hep beraber olmak her şeyden de güzeldi…

 

Aşağıdaki benim sofram..

 

 

Bu da daha önce tarifini verdiğim Cevizli Kereviz Salatasının farklı bir sunumu. Salatayı bu kez dondurma kaşığı ile alarak şekillendirdim ve her porsiyonun üzerini yarım cevizle süsledim.

 

 

O gün bir de Karnabahar Graten denedim. Dışarıda severek yediğim bir yemek olan Karnabahar Grateni bu kez evde yapmaya karar verdim. Ben kalabalık bir gruba yaptığım için malzemeleri biraz bol tuttum. 4 kişilik bir aile için bu malzemelerin yarısı yeterli olacaktır.

 

İşte benim tarifim:

 

KARNABAHAR GRATEN

 

 

Malzemeleri:

 

Büyükçe bir karnabahar

Yarım kilo yağsız dana kıyma

1 orta boy kuru soğan

3-4 diş sarımsak

2-3 adet sivri biber

2 yemek kaşığı domates salçası

2-3 yemek kaşığı sıvıyağ

tuz

karabiber

kırmızı pul biber (isteğe bağlı)

 

beşamel sos için:

1 litre süt

4 yemek kaşığı un

2 yemek kaşığı tereyağ

tuz

kaşar rendesi (miktarı isteğe bağlı)(bir kısmı beşamel sosa, bir kısmı gratenin üzerine konulacak)

 

Yapılışı:

 

Öncelikle karnabaharları küçük çiçekler halinde bölüp diri kalacak şekilde (15-20 dk) haşlıyoruz. Haşlanan karnabaharları bir fırın kabına diziyoruz. Diğer yanda kıymayı, yemeklik doğradığımız soğanı, minik minik doğradığımız sarımsakları, ve doğranmış sivri biberleri sıvıyağ ile iyice kavuruyoruz. Kıymalı harç kavrulunca salçayı ekleyip, salçanın kokusu çıkana dek kavurmaya devam ediyoruz. Kavurma işlemi bitince kaynar su ve baharatları ekleyip, biraz suluca bir sos elde ediyoruz. Hazırladığımız bu sosu karnabaharların üzerine eşit şekilde pay ederek döküyoruz. Daha sonra beşamel sosu hazırlamak için unu tereyağıyla kokusu çıkana kadar kavuruyoruz. Kavurduğumuz una sütü ekleyip sürekli karıştırıyoruz. Tuz ve rendelenmiş kaşar ekledikten sonra beşamel sosu da kıymalı karnabaharların üzerine döküp yayıyoruz. En üste rendelenmiş kaşar peyniri serpip 200 C°’de üzeri kızarana kadar fırınlıyoruz. Dilimleyerek servis ediyoruz.

 

Afiyet olsun:).

MUTLU BAYRAMLAAAR:)

Aralık 6, 2008 - 11:24 pm 19 Comments

BİR FİLM VE BİR KEK..

Aralık 1, 2008 - 2:59 pm 40 Comments

Haftasonu nihayet “Issız Adam” filmine gittim. Çağan Irmak hangi yapıtın altına imza atsa mutlaka etkileyici ve özel bir şeyler izleyeceğimi biliyordum, yine yanılmadım…

 

Muhteşem bir filmdi Issız Adam. Çağan Irmağın diğer yapıtları gibi hayatın taa içinden, bizim içimizden geçen bir öyküydü anlattığı. Yine o kendine has, samimi ve sıcak üslubuyla bu kez bir aşkın öyküsünü perdeye taşımıştı. O aşkın diliyle içimizdeki yalnızlıkların, korkuların, vazgeçişlerin ve hiç kopamayışların öyküsünü..

 

Filmle ilgili yazılacak o kadar çok şey var ki…Ama en iyisi gidip, filmi beyaz perdede görmek, o büyü bambaşka.. 

 

 

 

Bugün bir kek tarifi vermek istiyorum. Bu tarif tamamen abime bal kabağı yedirme amaçlı yapılmış bir komplodur:).

Abim hayatta yemek seçmeyen bir insandır, et yemeği, sebze yemeği demez, ayırmaz hiçbirini. Üstelik tatlıya da bayılır. Ama nedense hayatta tek bir şeyi ağzına sürmez o da balkabağı. Bunun nedenini bilmiyoruz tabi (çocukluk yıllarına inmek lazım belki de:)) ama biz bayıla bayıla kabak tatlısını yerken o “ıyy nasıl yiyiyorsunuz onu” der.

Neyse işte, bu olay bende bir iddia halini aldı ve karar verdim abime bal kabağı yedirmeye. Ben bir dilim bu kekten yedirebilirsem bile çok mutlu olacakken, “kek nasıldı?” soruma o; “muhteşemmm” dedi. Eh bendeki mutluluğu düşünün artık:).

O böyle söyledikten sonra acı(!) gerçeği açıkladım tabi. O zaman yüzünü hafif buruştursa da (ah şu ön yargılar..) keki gerçekten çok beğendiğini itiraf etti.

 

Eh, böylece bu kekin tarifini paylaşmak da şart oldu. İşte tarifi:

 

BALKABAKLI KEK

 

 

 

Malzemeleri:

 

250 gr balkabağı

1,5 su bardağı toz şeker

4 yumurta

yarım su bardağından bir parmak fazla sıvıyağ

1 su bardağı iri dövülmüş ceviz

1 su bardağı süt

1 yemek kaşığı tarçın

1 paket kabartma tozu

1 paket vanilya
3 su bardağı un (ben yine tam buğday unu kullandım)

 

Yapılışı:

 

Balkabaklarını soyup bir tencereye rendeliyoruz, üzerine şekeri döküp karıştırıyoruz. Bu şekilde kabaklar sulanana dek (ben bir gece buzdolabında beklettim) bekletiyoruz. Daha sonra balkabaklarını ocağa alıp yumuşayana dek pişiriyoruz (gerekirse biraz su ekleyebiliriz ama pişince sulu kalmamalı). Diğer tarafta yumurtaları, sıvıyağı ve sütü mikserle çırpıyoruz. Balkabaklarını, tarçını ve cevizi ekleyip tekrar karıştırdıktan sonra unu, kabartma tozunu ve vanilyayı ekleyip iyice karıştırıyoruz.

Bir kek kalıbını yağlayıp içine susam döküyoruz. Kek karışımını kalıba boşaltıp önceden sıtılmış fırında, 175Cº’de pişiriyoruz (benim fırında yaklaşık 45-50 dakika sürdü pişmesi).

 

Afiyet olsun:)..